International Association of Educators   |  ISSN: 1309-0682

Cilt 12 Sayı 25 (Eylül 2018)

Sayı Bilgileri

Issue Information

ss. i - vi   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153

Özet

Anahtar Kelimeler:

Orjinal Araştırma Makaleleri

Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Bilimsel Terminolojide Kullanılan Kavramları Sınıflandırma ve Açıklama Düzeyleri

Mualla Bolat

ss. 1 - 15   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.1

Özet

Bu araştırmada fen bilgisi öğretmen adaylarının; bilimsel araştırmalarda, fen bilimlerinde ve fen laboratuvarlarında yaygın olarak kullanılan teori, yasa, hipotez, varsayım, denence, sayıltı, kuram ve kanun kavramlarını eş anlamlı olanlara göre sınıflamaları ve sınıflandırdıkları bu kavramları açıklamaları istenmiştir. Çalışmada nitel araştırma desenlerinden fenomenografik araştırma deseni kullanılmıştır. Çalışma 2016-2017 eğitim-öğretim yılında Karadeniz Bölgesinde yer alan bir üniversitenin fen bilgisi öğretmenliği bölümü 3. sınıfında öğrenim gören 78 öğretmen adayı ile yapılmıştır. Öğrencilerin yaptıkları sınıflamalar analiz edilmiş ve bu sınıflamaların çok çeşitlilik gösterdiği tespit edilmiştir. Yapılan doğru sınıflamalar içinde en fazla olanlar; yasa-kanun ve teori-kuram şeklindedir. En fazla yapılan yanlış sınıflamalar ise denence-sayıltı, hipotez-varsayım ve teori-varsayım şeklindedir. Yasa-kanun ve teori–kuram kavramlarını doğru eşleştiren öğretmen adaylarından neredeyse hiçbiri bu kavramları doğru olarak açıklayamamışlardır. Öğretmen adaylarının gerek öğrenim sürecinde ve gerekse sonraki yaşamlarında sık sık karşılarına çıkan/çıkacak bu kavramları doğru sınıflandırması ve doğru anlamlarını bilmeleri için fen laboratuvarı, bilimsel araştırma yöntemleri, bilimin doğası gibi derslerde bu kavramların üzerinde daha fazla durulmalı ve uygulamaya yönelik etkinliklerin yapılması önerilmiştir. Ayrıca bu kavramların yer aldığı doğru kaynaklara ulaşmanın önemli olduğu ve kaynakların da kendisini yenilemesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.   

Anahtar Kelimeler: Nitel araştırma, kanun, teori, hipotez, varsayım.

Türkiye'deki Bilgisayar Destekli Matematik Öğretimi Araştırmaları: Yüksek Lisans ve Doktora Tezlerinin İçerik Analizi

Mesut Tabuk, Ahmet Aydın Aydoğdu, Ayşegül Kalyoncu, Deniz İlter Erten, Kübra Arslan, Nisa Kara & Tansu Arslan

ss. 16 - 38   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.2

Özet

Bu makalenin amacı bilgisayar destekli matematik öğretimi ile ilgili yapılmış tezlerin sistematik bir incelemesini yapmak bir içerik analizi sunmaktır. Bu amaç doğrultusunda, Türkiye'de 1988 ve 2016 yılları arasında tamamlanan toplam 79 tez içerik analizi sürecine dâhil edilmiştir. Tezler, yayın yılı, tür, üniversite, kurum, araştırma modeli ve tasarımı, örneklem büyüklüğü ve seviyesi, sayfanın numarası gibi bazı değişkenlere göre incelenmiştir. İçerik analizine ait sonuçlar, frekans ve yüzde oranları içeren tablolarla sunulmuştur. Araştırma sonucunda, tezlerin çoğunluğunun 2008 yılından sonra, Türkçe olarak ve eğitim bilimleri enstitülerinde yüksek lisans tezi olarak sunulduğu görülmüştür. Ayrıca araştırma yöntemi ve araştırma deseni olarak, nicel yöntem ve deneysel desen en sık başvurulan yöntem ve desen olmuştur. Katılımcıların çoğunun ortaokul öğrencileri olduğu ve başarı testinin de en yaygın kullanılan veri toplama aracı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçların, gelecekte yeni araştırmalar için Türkiye'deki matematik eğitimcileri ve araştırmacılar için bir rehberlik sağlayacağı umulmaktadır. Elde edilen bu sonuçlara göre, matematik eğitimcileri ve araştırmacılar için bazı önerilerde bulunulmuştur. Araştırma eğilimlerinin izlenmesi ve gözden geçirilmesine yönelik benzer içerik analizi çalışmalarının Türkiye'de her beş yılda bir tekrarlanması özellikle önerilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Bilgisayar destekli öğretim, matematik öğretimi, içerik analizi ve lisansüstü tezler

Norveç ve Türkiye Eğitim Sistemleri ile Öğretmen Yetiştirme Sistemlerinin Karşılaştırılması

Barış Avcı & Banu Yücel Toy

ss. 39 - 59   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.3

Özet

Çalışmada Norveç ve Türkiye’nin eğitim sistemlerinin genel yapısı ve öğretmen yetiştirme sistemleri karşılaştırılmıştır. Karşılaştırmalı eğitim çalışması olan bu araştırmada farklı eğitim sistemlerinin ayrı unsurlarını bütün halinde inceleyen yatay yaklaşım kullanılmıştır. Bu doğrultuda, birincil veri kaynakları olarak ilgili bakanlıklardan elde edilen dokümanlar ile uluslararası kuruluşların hazırladıkları raporlardan yararlanılmıştır. Verilerin analizi sonucuna göre, Norveç’te eğitim, merkezi şekilde yürütülmemekle birlikte yerel yetkililer eğitimin birçok alanında yetki ve sorumluluk sahibidirler. Ayrıca, zorunlu eğitim Norveç’te daha kısa sürelidir ve eğitimin finansmanına Türkiye’den daha fazla bütçe ayrılmıştır. Hizmet öncesi öğretmen eğitiminde ise Türkiye’den farklı olarak Norveç’te entegre yüksek lisans programları 2017 itibariyle uygulamaya konulmuştur ve yetiştirme süresi lisans eğitimi veren Türkiye’den daha uzun tutulmuştur. Bununla birlikte, Norveç’te göreve başlayan öğretmenlere ek program uygulanmazken, Türkiye’de aday öğretmenlik süreci yoğun bir program içerir. Ayrıca öğretmenlerin istihdamı konusunda Norveç’te açık işe alma yöntemi benimsenirken, öğretmenler memur olmayan kamu çalışanı statüsünde görev yapmaktadırlar.

Anahtar Kelimeler: Karşılaştırmalı eğitim, Norveç eğitim sistemi, Türk eğitim sistemi

The Prediction of Collaborative EFL Task Achievement by Teaching, Social and Cognitive Presence

İrem Sarı Heshmati & Kadir Kozan

ss. 60 - 75   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.4

Özet

This study investigated how well teaching, social and cognitive presence would predict collaborative task achievement in an English language learning context. Specifically, it was conducted at the prep school of a private, not-for-profit university in [country]. A total of 169 students at a pre-intermediate level of proficiency participated in the study. The study employed an ex post facto research design along with an explanatory sequential mixed method. The survey results were analyzed through a standard multiple regression analysis accompanied by qualitative data analysis of semi-structured interviews. The interview results were mainly used for descriptive purposes. The survey results revealed that the participants regarded the learning environment as a community of inquiry; yet, the predictive power of the presences as a group was non-significant. Moreover, the presences could not significantly predict task achievement individually either. In other words, no predictive relationship was found between the presences and the collaborative task achievement despite their relatively adequate levels involved in the target learning context as suggested by survey ratings and interview results.

Anahtar Kelimeler: Collaborative EFL Task Achievement, Cognitive Presence, Teaching Presence, Social Presence

Okul Öncesi Eğitimde Uygulanan Fen Etkinliklerinin Değerlendirilmesi

Zeynep Başkan Takaoğlu & Vildan Demir

ss. 76 - 101   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.5

Özet

Okul öncesi dönemde fen kavramlarının öğrenilmesi bireylerin gelecekte hem bilimsel süreç becerilerini daha yakından tanımalarına fırsat sunarken hem de bilim hakkında pozitif tutum geliştirmelerine önemli katkılar sağlar. Bu nedenle okul öncesi dönemde yürütülen fen etkinliklerinin içeriğinin araştırılması çalışmanın temel amacını oluşturmuştur. Bu amaç doğrultusunda özel durum çalışması kullanılmıştır. Çalışmada Gümüşhane il merkezinde bulunan 31 okul öncesi öğretmene çoktan seçmeli ve açık uçlu sorulardan oluşan bir anket uygulanmış ve yine aynı öğretmenlerden 2017-2018 eğitim öğretim yılı Eylül-Aralık ayları arasında sınıflarında uyguladıkları iki tane fen etkinlik planı istenmiştir. 59 tane fen etkinliği planı elde edilmiştir. Elde edilen verilerin analizinde nitel analiz yöntemlerinden olan betimsel analiz tekniği kullanılmıştır. Çalışma sonucunda öğretmenlerin fen etkinliklerinde en fazla araç gereç temini konusunda sıkıntı yaşadıkları belirlenmiştir. Oysa okul öncesindeki fen etkinliklerinin basit araç gereçlerle yapılması beklenmektedir. Bu durum okul öncesi öğretmenlerin fen etkinliklerinde kullanılan araç gereçler konusunda yeterli eğitimi almadıklarını ortaya koymaktadır. Bunun yanında hem fen öğretiminde hem de fen etkinliklerinin sonunda ölçme değerlendirmede soru cevap tekniğinin çok fazla kullanıldığı görülmüştür. Öğretmenlerin daha çok geleneksel yöntemlerden olan soru cevap yöntemini kullanmayı tercih ettikleri, öğrenci merkezli diğer yöntemleri ise kullanmadıkları belirlenmiştir. Bilimsel süreç becerileri yönünden etkinlikler incelendiğinde temel süreç becerilerinin çok fazla kullanıldığı, deneysel ve nedensel süreç becerilerine ise az yer verildiği görülmüştür. Becerilerin bu şekilde kullanılması bu yaşlardaki çocukların bilimsel süreç becerileri gelişimi açısından uygun bir eğitim aldıklarını ortaya koymaktadır.  

Anahtar Kelimeler: Okul öncesi eğitimi, fen eğitimi, bilimsel süreç becerileri, fen etkinlikleri

Ücretli Öğretmenlerin Karşılaştıkları Sorunlar

Muamber Yılmaz

ss. 102 - 116   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.6

Özet

Eğitim faaliyeti, sadece öğrenilmesi gereken bilginin aktarıldığı mekanik bir süreç olmayıp, insan ilişkilerinin de yer alması gereken etkileşimli bir süreçtir. Bu nedenle kullanılacak eğitim materyali ne olursa olsun, öğretmenin eğitimdeki rolü önemini korumaktadır. Eğitim sisteminin başarısı, sistemi işletecek olan öğretmenlerin niteliklerine bağlıdır. Ülkemizde öğretmen istihdamında kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmenlik gibi farklı uygulamalar görülmektedir. Bu çalışma ücretli çalışan öğretmenlerin çalışmaları sırasında karşılaştıkları sorunlarla ilgili görüşlerini değerlendirilmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Bartın ilinde, farklı kademe ve okullarda çalışan 30 ücretli çalışan öğretmen oluşturmaktadır. 30 katılımcı ile Bartın il merkezinde çalışan tüm ücretli öğretmenlere ulaşılmaya çalışılmıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden betimsel model kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak ücretli çalışan öğretmenlere görüşme formu hazırlanmıştır. Verilerin analizinde, verilen cevapların frekanslarına bakılıp yüzdeleri alınmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulardan bazıları şöyledir: Genel olarak ücretli çalışan öğretmenler, aldıkları ücretin yeterli olmadığını ve özlük haklarının bulunmadığını belirtmişlerdir. Geçici öğretmen olarak çalışmanın motivasyonlarını olumsuz etkilediğini, kadroya geçmeyle ilgili kaygılarının yüksek olduğunu, çalıştıkları okullarda huzurlu hissetmediklerini, kendi alanı dışında çalışmanın uygun olmadığını ve sürekli öğretmen değişikliğinin öğrenci başarısını olumsuz yönde etkilediğini ifade etmişlerdir.

 

Anahtar Kelimeler: Öğretmen, ücretli öğretmen, kadrolu öğretmen

İlköğretim Matematik Öğretmen Adaylarının Türk Eğitim Sistemi Sorunlarına İlişkin Görüşleri ve Çözüm Önerileri

Hatice Çetin, Murat İbrahim Yazar, Serhat Aydın & Nurullah Yazıcı

ss. 117 - 135   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.7

Özet

Bu çalışmada, güncel Türk eğitim sorunları giriş düzeyindeki ilköğretim matematik öğretmen adayları açısından incelenmiştir. Çalışmanın amacı, ilköğretim matematik öğretmeni adaylarının Türk Eğitim sistemi sorunlarına ilişkin görüşlerini ve çözüm önerilerini belirlemektir. Çalışma nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseniyle yürütülmüştür. Katılımcılar, 2017-2018 Eğitim-Öğretim yılı güz dönemi normal eğitimde okuyan “Eğitim Bilimine Giriş” dersini alan giriş düzeyindeki 49 ilköğretim matematik adayından oluşmaktadır. Katılımcılardan yazılı olarak, Türk eğitim sisteminde sorun olarak gördükleri en önemli üç sorunu belirlemeleri ve bunlardan birine çözüm önerisi sunmaları istenmiştir. Veriler araştırmacı tarafından toplanarak kod ve temalar ortaya çıkarılmıştır. Veriler içerik analizi ile tahlil edilmiştir. İçerik analizine uygun olarak, katılımcılar tarafından belirtilen eğitim sorunları ve çözüm önerileri frekans- yüzde tabloları ile gösterilmiştir. Öğretmen adaylarının sınav sistemini, öğretmen niteliğini, donanım ve kaynak yetersizliğini, öğretimde kullanılan yöntem-tekniği, sık yapılan sistem ve müfredat değişikliklerini eğitim sisteminin temel sorunları olarak gördükleri tespit edilmiştir. İfade edilen bu temel sorunlara ek olarak az sayıda öğretmen adayının eğitimde fırsat eşitsizliği, ders saatlerinin çok fazla olması, sosyal etkinliklere yeterince yer verilmemesi, eğitim felsefesinin güncel olmayışı ve velilerin ilgisizlik durumlarını da sorun olarak ifade ettiği gözlenmiştir. 

Anahtar Kelimeler: çözüm önerisi, ilköğretim matematik, öğretmen adayı, Türk eğitim sistemi sorunları

Predictors of Counselor-in-Training Students' General Self-Efficacy

Mehmet Akif Karaman, Ajitha Chandrika Kumaran, Abdulkadir Haktanır & Stephen Lenz

ss. 136 - 149   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.8

Özet

Counselor’s self-efficacy theory serves as having major implications for educators and researchers in the counseling field. The self-efficacy of counselors-in-training (CsIT) typically increases as they evaluate and integrate their experiences during their training program. One of the goals of counselor education programs is to understand how CsIT improve during their education to be efficient and effective professional counselors after they graduate. Hence, the purpose of this study was to examine predictive factors of counselors-in-trainings’ self-efficacy. Seventy-eight counseling students (12 men and 66 women) participated in the study.  Results of bivariate correlations and multiple regression revealed that mattering, resilience, empathy, and existential well-being were significant predictors of general self-efficacy. Our study sought to examine a conceptual framework of self-efficacy with resilience, mattering, empathy, and existential well-being serving as independent variables. The importance of evaluating self-efficacy is evident in the literature and this study adds to the current literature emphasizing on the positive psychology factors.

Anahtar Kelimeler: self-efficacy, mattering, resilience, empathy, counseling students

Parental Views Regarding Homework

Kemal Akkan Batman

ss. 150 - 171   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.9

Özet

Formal education requires a planned education period to bring forth planned, controlled and required behaviors. Homework is one of the elements of plans in the educational process. In educational programs, homework is given to students as an out-of-class activity. There are some studies in the field of education, indicating the fact that homework does have an effect on students' achievement, while other research results state that homework has no influence on achievement and even causes unhappiness for students. In the education system of TRNC, homework is considered as a part of the educational process. Therefore, teachers assign homework to students in addition to in-class education. Parents, who play various roles in doing and checking homework, are another contributor to school education. Parents’ roles about homework might be influential on students’ success at school. Thus, it is very important to reveal parents’ perceptions about homework. Considering this important point, this study aims to reveal how parents of 4th grade students perceive homework using qualitative case study pattern. Research data were collected through a structured interview form designed by the researcher. Collected data were analyzed by “content analysis” technique encompassing mainly pattern identification, coding and classification processes. On the basis of findings obtained from collected data, suggestions were made concerning the things to do in terms of homework in the education system.

Anahtar Kelimeler: Assignment, Homework, Assignment Types.

Türkiye'de Çevre Kavramı Bağlamında Yapılan Metafor Çalışmalarının İçerik Analizleri

Mürşet Çakmak

ss. 172 - 193   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.10

Özet

Bu araştırmada Türkiye’de çevre kavramı bağlamında yapılan metafor çalışmalarının içerik analizlerinin yapılarak bu çalışmaların genel eğilimleri belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma 2010-2017 yılları arasında yayınlanmış çalışmaları (Makale, tez ve bildiri) kapsamaktadır. Nitel araştırmaya dayalı olarak yapılmış bu çalışmada doküman incelemesi yapılmıştır. Çalışmaları değerlendirmede yayın sınıflama formları kullanılmıştır. Verilerin analizinde doküman analizi yapılmıştır. Araştırmada, çalışmaların yayınlandığı yıl, tür, yayınlanma dili, konu alanları, örneklem, metafor sayısı, metafor kategorileri (temaları) vb. şeklinde yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre çalışmaların 2016-2017 yılına doğru yoğunluk kazandığı, en çok makale türünde ve Türkçe olarak yayınlandığı, en fazla çevre kavramı metaforu olarak konunun çalışıldığı, çalışmaların ağırlıklı olarak üniversite öğrencileri ile yapıldığı ve örneklemlerde 30-615 aralığında kişinin olduğu, en fazla üretilen metaforların 75’den az ve genellikle 6-10 kategoride temalandırıldıkları görülmüştür. Bu bulgulardan hareketle bazı önerilerde bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Çevre, çevre-doğa eğitimi, çevre kirliliği, çevre-doğa metaforu

Spor Bilimleri Alanında Görev Yapan Akademik Personelin Facebook Kıskançlığının İncelenmesi

Çağdaş Caz & Ali Gürel Göksel

ss. 194 - 202   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.11

Özet

Teknolojinin de gelişmesiyle beraber kullanılmaya başlayan elektronik araç ve gereçlerin yaratmış olduğu iletişim süreci faklı bir boyut kazanmış ve sosyal ağların kullanımı artmaya başlamıştır. Sosyal ağ içerisinde yer alan Facebook, mevcut zaman dilimi içerisinde diğer insanlar ile iletişim kurma noktasında uygun bir ortam yaratmış ve içgüdüsel duyulardan olan “kıskançlık” kavramını canlı tutmuştur. Bu düşünceden hareketle araştırmanın amacı; Spor Bilimleri alanında görev yapan akademik personelin kullandığı Facebook kıskançlığının incelenmesidir. Spor Bilimleri alanında görev yapan 132’si erkek, 84’ü kadın olmak üzere toplam 216 akademisyen çalışmanın araştırma grubunu oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak; Muise ve ark., (2009) tarafından geliştirilen, Demirtaş-Madran (2016) tarafından Türkçe geçerlik-güvenirliği yapılan “Facebook Kıskançlık Ölçeği” ile araştırmacılar tarafından oluşturulan “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Veriler; betimsel istatistikî yöntemler, bağımsız gruplar için t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılarak analiz edilmiştir. Ölçekte verilerin normal dağılıma sahip olmasının yanı sıra, iç tutarlılık katsayısı 0,757 olarak bulunmuştur. Elde edilen verilerin puan ortalamasına bakıldığında akademisyenlerin Facebook ile ilgili kıskançlıkları genel olarak yüksek olduğu belirlenmiştir. Cinsiyet değişkeni açısından erkek akademisyenler lehine farklılık tespit edilmiştir. Medeni duruma bakıldığında, bu farklılık sözlü/nişanlı olan akademisyenler lehine çıkmıştır. Akademik unvan değişkeni irdelendiğinde ise, Araş.Gör./Araş.Gör.Dr. olan akademisyenler lehine manidar farklılık söz konusudur.  

Anahtar Kelimeler: Facebook, Kıskançlık, Spor Bilimleri, Akademik Personel

İşitme Kayıplı Bir Çocuğun Okulöncesi Dönemde Okumaya Hazırlık Becerilerinin Paylaşılan Okuma Etkinliği İle Desteklenme Sürecinin İncelenmesi

Aslı Gerek, H. Pelin Karasu & Ümit Girgin

ss. 203 - 229   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.12

Özet

Paylaşılan okuma, öğretmen ve çocuğun ya da az sayıda öğrencinin kitabı birlikte okuması şeklinde tanımlanmaktadır. Paylaşılan okuma, çocuğun okuma sürecine aktif katılımına fırsat sağlayan, dinleme ve anlama becerilerinin gelişimini destekleyen, sözlü dil becerilerine katkı sağlayan bir etkinliktir. Bu araştırmanın amacı, işitme kayıplı bir çocuğun okulöncesi dönemde erken okuryazarlık becerilerinin paylaşılan okuma etkinliği ile desteklenme sürecinin incelenmesidir. Bu araştırma eylem araştırması şeklinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın katılımcılarını; işitme kayıplı bir çocuk, araştırmacı, aile, anasınıfı öğretmeni ve geçerlik komitesi üyeleri oluşturmaktadır. Bu araştırmada verilerin çeşitlendirilmesi araştırmacı günlüğü, görüşmeler, uygulamaların ses kayıtları, belgeler, geçerlik komitesi toplantı kayıtları ve süreç ürünleri ile sağlanmıştır. Bunlarla birlikte, veri toplama aracı olarak dil düzeyi kendi içinde giderek artan seri hikaye kitapları hazırlanmıştır. Araştırma, uygulama sürecinden önce yapılan çalışmalar ve uygulama süreci olmak üzere iki aşamada gerçekleştirilmiştir. Uygulama sürecinden önce çocuğun alıcı ve ifade edici dil becerileri değerlendirilmiş, dönüşümlü olarak hikaye anlatma, paylaşılan okuma, tek kart resimdeki olayları paylaşma, şarkı söyleme ve izleyen etkinliklere yer verilmiştir. Ardından uygulama sürecine geçilmiş, şarkı söyleme, paylaşılan okuma ve izleyen etkinlikler uygulanmıştır. Araştırma sürecinde; işitme kayıplı çocuğun dinlediğini anlama ve anlatma becerilerine yönelik zorluklar yaşadığı görülmüştür. Bu sorunların çözümü amacıyla dinleme becerilerine odaklanılmış, anlatımını desteklemek için hikayedeki olaylara ilişkin sorular sorulmuş ve anlatım için rol model olunmuştur. Araştırma bulgularından yola çıkılarak, işitme kayıplı çocuğun dil becerilerine uygun hazırlanan ve sistematik olarak uygulanan paylaşılan okuma etkinliğinden fayda sağladığı söylenebilir.

Anahtar Kelimeler: İşitme kaybı, okulöncesi eğitim, gelişen okuryazarlık, paylaşılan okuma, seri hikaye kitapları

İki Dilli Türkçe Öğretmenlerinin Türkçeye İlişkin Metaforik Algıları: Makedonya Örneği

Gülnur Aydın

ss. 230 - 254   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.13

Özet

Bu araştırmada, Makedonya’daki iki dilli Türkçe öğretmenlerinin Türkçeye ilişkin metaforik algılarını belirlemek amaçlanmıştır. Amaçlı örnekleme yöntemlerinden biri olan uygun örnekleme yöntemi kullanılarak belirlenen araştırma katılımcıları, 26-29 Haziran 2018 tarihinde Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından Makedonya’nın Ohrid şehrinde düzenlenen “Türkçe eğitim veren öğretmenlere yönelik hizmetiçi eğitim programı” kapsamında eğitim alan 66 Türkçe öğretmenidir. Nitel bir yaklaşımın benimsendiği araştırmada öğretmenlerden “Türkçe … gibidir. Çünkü … ” ifadesini tamamlamaları istenmiş, toplanan veriler incelenerek metaforik söylem belirlemesi yapılmıştır. Araştırmanın verileri içerik analizi tekniği ile çözümlenmiş; öğretmenler tarafından doldurulan 66 geçerli formdan elde edilen 43 metafor, gerekçelendirilme nedenlerinin benzerlik ve ilişkisellik durumuna göre kategorilere ayrılmıştır. Araştırma sonucunda, elde edilen metaforlar frekans değerlerine göre sırasıyla “özdeşleşme/ değer verme”, “temel ihtiyaç olma”, “daima var olma/ köklü olma”, “sahip çıkma/ koruma”, “zengin olma/ söz varlığı”, “dünyada yaygın olma/ evrensellik”, “bilgilenme/ bilgi verme” ve “ahenkli olma” olmak üzere sekiz farklı kavramsal kategoride sınıflandırılmıştır. Ortaya çıkan kavramsal kategorilerden hareketle Makedonya’daki iki dilli Türkçe öğretmenlerinin Türkçeye ilişkin pozitif algılar taşıdıkları ve bu konudaki duyarlılıklarının yüksek olduğu söylenebilir.

Anahtar Kelimeler: İki dillilik, Makedonya'da Türkçe öğretimi, Türkçe öğretmenleri, Türkçe, metafor, algı

Prospective Teachers' Cognitive Constructs Related to Ideal Lecturer Qualifications: A Case Study Based on Repertory Grid Technique

Şenol Sezer

ss. 255 - 273   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.14

Özet

In this study, it was aimed to reveal prospective teachers’ cognitive constructs related to the ideal lecturers’ qualifications. The study was conducted based on case study design which is one of the qualitative research patterns. The study group was 21 prospective teachers. The study group was determined by using criterion sampling method. Data were collected via a repertory grid technique. The participants have produced 210 valid cognitive constructs related to ideal lecturers’ qualifications. The most frequently mentioned cognitive constructs are namely, communication skills, professional competence, acknowledged expert, motivation skills, good humoured, treats fairly, respectful to different opinions, innovative/inventive, academically/scientifically accoutred, and classroom management skills. 210 cognitive constructs were collected in eight different cognition, groups considering functionality and the similarities. The main cognition groups were personal qualifications, academic efficacy, professional competency, communication skills, student centeredness, motivation, professional ethics, and democratic attitude. It can be suggested that the lecturers before anything else should have personal qualifications, communication skills and they should also be academically efficient.

Anahtar Kelimeler: Prospective teacher, ideal lecturer, qualification, repertory grid

Özel ve Devlet Üniversitelerinde Yapı Eğitiminin Kıyaslanması Üzerine Bir Araştırma

Zübeyde Özlem Parlak Biçer, Fatih Kiraz, Fazıl Akdağ & Ebru Şahinkaya

ss. 274 - 300   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.15

Özet

Üniversite düzeyindeki meslek eğitimleri içerisinde mimarlık eğitimi, meslek pratiğine bağlı olarak diğer meslek eğitimlerinden farklılık göstermektedir. Uzun ve zorlu bir süreç olan mimarlık eğitimi içerisinde ise teknik bilgi ve uygulama bakımından yoğun bir içeriğe sahip olan yapı dersleri ayrı bir öneme sahiptir. Mimarlık meslek pratiği açısından temel teşkil eden yapı derslerinin öğrenciler tarafından algılanması için teorik anlatımın yanı sıra genellikle iki boyutlu çizimler ve maketler araç kılınarak, dersler hoca-öğrenci arasında birebir eğitim şeklinde yürütülmektedir. Ağır ve yorucu bir süreç olan yapı eğitiminde, devlet üniversiteleri ile özel okullar arasında farklılıklar olabilmektedir. Çalışmada yapı dersleri içerik ve yöntem olarak benzer şekillerde yürütülen bir devlet üniversitesi ve bir özel üniversite ele alınmıştır. Her iki üniversitedeki yapı derslerinin konu içeriklerinin öğrenciler tarafından algılanması ve anlaşılmasındaki farklılıklar incelenmiştir. Bu inceleme yapılırken, yapı derslerinin mevcut teorik ve pratik uygulamalarının öğrencinin anlamasındaki etkileri ve öğrencinin dersi daha kolay anlaşılabilmesinde hangi ifade tekniklerinin daha etkili olduğu sorgulanmıştır. Çalışma ile devlet ve özel üniversitelerde, yapı eğitiminde temel farklılıklar ortaya konmaya çalışılmış ve eğitim kalitesini artırmaya yönelik öneriler geliştirilmiştir. Ayrıca yapı eğitiminde, konuların anlaşılabilirlik durumları ve anlamayı kolaylaştıracak araçların hangileri olduğu da istatistiksel çalışmalar sonucu ulaşılan bulgularla ifade edilmeye çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Yapı dersleri, mimarlık eğitimi, özel ve devlet üniversiteleri

Pedagojik Formasyon Eğitimi Alan Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Uygulaması II Dersine İlişkin Görüşleri

Funda Eryılmaz Ballı, Merve Müldür & Ayşegül Büyükkarcı

ss. 301 - 325   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.16

Özet

Eğitimde odak noktasının “öğrenmeyi öğrenmek” olduğu yirmi birimci yüzyılda öğretmen eğitiminin önemi giderek artmaktadır. Öğretmenlik uygulaması da bu eğitiminin en önemli basamaklarından biridir. Bu araştırmanın amacı pedagojik formasyon alan öğretmen adaylarının fakülte-okul işbirliği kapsamında yürütülen Öğretmenlik Uygulaması II dersi hakkındaki görüş ve değerlendirmelerini tespit etmektir. Araştırma 2016-2017 eğitim öğretim yılı bahar döneminde Süleyman Demirel Üniversitesi Eğitim Fakültesinde pedagojik formasyon sertifikası eğitimi alan 20 öğretmen adayıyla gerçekleştirilmiştir. Öğretmen adaylarına dönem sonunda açık uçlu sorular yöneltilmiş, araştırmanın verileri yarı yapılandırılmış görüşme yoluyla elde edilmiştir. Araştırmanın verileri nitel araştırma yöntemlerinden biri olan tümevarımsal içerik analiziyle incelenmiştir. Araştırma sonucunda pedagojik formasyon eğitimi alan öğretmen adaylarının öğretmenlik dersi II hakkındaki görüşleri olumlu gözlem ve tecrübeler, güçlükler, katkılar ve beklentiler olmak üzere dört kategoride toplanmıştır.  Araştırmanın sonuçları bir bütün olarak değerlendirildiğinde öğretmen adaylarının öğretim elemanı, uygulama öğretmeni, kendi uygulamaları, okuldaki öğrenciler, idare, uygulama öğretmeni dışındaki öğretmenlere ve formasyon eğitimi sürecine ilişkin olarak hem olumlu gözlem ve tecrübelerinin olduğu hem de bu hususlarda birtakım sorunlar yaşadıkları görülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Öğretmenlik Uygulaması, Aday Öğretmen, Pedagojik Formasyon Eğitimi

Önlisans Öğrencilerin Kodlama Eğitiminde Robotik Sistemlerinin Kullanımına Yönelik Görüşleri

Ebru Yılmaz İnce

ss. 326 - 341   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.17

Özet

Hızlı gelişen teknoloji yazılım alanında eğitimin çeşitlendirilmesi ve güçlendirilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Öğrencilerin yazılım geliştirme yeteneklerini sağlayan kodlama eğitiminin sadece bilgisayarda verilmesi öğrencilerin zaman zaman yazılım derslerine ilgisinin azalmasına sebep olmakta ve eğitimin zenginleştirilmesi açısından yeterli olmamaktadır. Öğrencilerin yazdıkları kodları çalıştığını ve işe yaradığını birebir görebilecekleri somut robotik sistemler ile öğrencilerin kodlama eğitimine ilgisinin arttığı tespit edilmiştir. Bu araştırmada, kodlama eğitiminde robotik sistemlerinin kullanılmasına yönelik önlisans öğrencilerinin görüşleri araştırılmıştır. Çalışma nitel araştırma türünden özel durum incelemesi şeklinde tasarlanmıştır. Veriler Süleyman Demirel Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Teknolojileri’ndeki 16 önlisans öğrencisiyle yarı-yapılandırılmış görüşme metodu kullanılarak toplanmıştır. Katılımcıların kodlamalarını gerçekleştirdikleri robotik sistemler Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu 5. Proje Sergisi’nde sergilenmiştir. Görüşmelerdeki veriler içerik analizi yöntemiyle çözümlenmiştir. Araştırma sonunda, katılımcı öğrencilerin robotik teknolojilerinin bilgisayar programcılığı öğretim programları içerisinde kullanılmasında ilgili ve istekli oldukları belirlenmiştir. Ayrıca öğrencilerin kodladıkları robotların Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu 5. Proje Sergisi’nde gösterime çıkartılması önlisans öğrencilerin proje yapabilme yeterlikleri fark etmelerini sağladığı ve özgüvenlerinin arttırdığı tespit edilmiştir. 

Anahtar Kelimeler: Kodlama eğitimi, robotik sistemler, yazılım geliştirme, teknoloji.

Spor Tesislerinden Yararlanan Kişilerin Tesislerden Memnuniyet Düzeylerinin Belirlenmesi (Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Örneği)

Mehmet Yıldırım

ss. 342 - 360   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.18

Özet

Bu araştırmanın amacı spor tesislerinden yararlanan kişilerin tesislerden memnuniyet düzeylerini belirlemektir. Araştırmanın evrenini Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde kapalı spor tesislerinden yararlanan kişiler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde kapalı spor tesislerinden yararlanan kişilerden kolayda örnekleme tekniği ile belirlenen 280 kişi oluşturmaktadır. Araştırmada demografik veriler kişisel bilgi formu ile elde edilmiştir. Spor tesislerinden yararlanan kişilerin memnuniyet düzeylerini belirlemeye yönelik veriler ise Yıldırım (2017) tarafından geliştirilen ‘’Spor Tesisleri Müşteri Memnuniyeti Ölçeği’’ ile elde edilmiştir. Elde edilen veriler SPSS 18 programına aktarılmıştır. Verilerin analizinde frekans analizinden, t testinden, ANOVA analizinden ve çoklu karşılaştırma testlerinden (Tukey HSD) yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi ve tesise üyelik zamanına göre spor tesislerinden yararlananların memnuniyet düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir (p<0.05).

Anahtar Kelimeler: spor, spor tesisi, memnuniyet

Türkçe Eğitimi Lisans Öğrencilerinin Nanoteknoloji Kavramı İle İlgili Geliştirdikleri Metaforlar

Engin Meydan, Mehtap Özden & Serdar Arcagök

ss. 361 - 377   |  DOI: 10.29329/mjer.2018.153.19

Özet

Nanoteknoloji, herhangi bir maddenin atomik veya moleküler boyutta işlenerek mikroskobik boyutta ürünlerin üretilmesi yöntemi olarak ifade edilmektedir. Gelişmiş ülkeler bu teknolojiden faydalanmaktadır, gelişmekte olan ve gelişme amacı güden ülkelerin de bu teknolojinin farkında olması büyük önem taşımaktadır. Araştırmanın temel amacı Türkçe eğitimi lisans öğrencilerinin nanoteknoloji kavramına yönelik bakış açılarını metaforlar aracılığıyla belirlemektir. Bu araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden “Olgu Bilim” yöntemi kullanılmıştır. Çalışma grubunu 2016- 2017 öğretim yılında Çanakkale’de Türkçe eğitimi alanında lisans eğitimi gören 194 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma verileri, araştırmacılar tarafından geliştirilen “Türkçe Eğitimi Lisans Öğrencilerinin Nanoteknoloji Kavramına İlişkin Bakış Açıları: Bir Metaforik Çalışma” adlı form kullanılarak toplanmıştır. Formda, Türkçe eğitimi lisans öğrencilerinin nanoteknoloji kavramına ilişkin bakış açılarını belirlemek amacıyla kişisel bilgiler ile nanoteknoloji kavramına ilişkin bir metafor geliştirmelerine, bu metaforu neden kullandıklarının sebebini açıklamalarına yönelik birer soru yer almaktadır. Elde edilen verilerin değerlendirilmesinde “içerik analizi” tekniği kullanılmıştır. Türkçe eğitimi lisans öğrencilerinin nanoteknolojiye yönelik oluşturdukları metaforlar incelendiğinde öğrencilerin nanoteknoloji kavramını farklı metaforlarla ifade ettikleri görülmektedir. Nanoteknoloji kavramına yönelik dört farklı tema tespit edilmiştir. Bunlar; “ihtiyaç”, “sonsuzluk”, “karmaşıklık” ve “kontrol” temalarıdır.

Anahtar Kelimeler: Nanoteknoloji, metafor, Türkçe eğitimi lisans öğrencileri