International Association of Educators   |  ISSN: 1309-0682

Cilt 13 Sayı 27 (Mart 2019)

Sayı Bilgileri

Issue Information

ss. i - vi   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.29

Özet

Anahtar Kelimeler:

Orjinal Araştırma Makaleleri

Bağlaşık Öğretimle İlgili Yapılan Doktora Tezlerin İçerik Analizi

Özden Demirkan

ss. 1 - 23   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.1

Özet

Bu araştırmanın amacı, yapılandırmacı yaklaşımın uygulama modellerinden biri olan bağlaşık öğretimle ilgili yapılmış doktora tezlerinin içerik analizini yapmaktır. Çalışmada 1993-2017 yılları arasında tamamlanan toplam 24 doktora tezi içerik analizi sürecine dâhil edilmiştir. Tezler çeşitli değişkenlere göre incelenmiş, içerik analizine ait sonuçlar, frekans ve yüzde oranlarını içeren grafik ve tablolarla sunulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre bağlaşık öğretimle ilgili doktora tezlerinin en çok 2006-2010 yılları arasında ABD’de, Austin Teksas Üniversitesi ve Kentucky Üniversitesi’nde yapıldığı, nicel yöntemin ve deneysel desenlerin kullanıldığı, başarı testleri, anket, gözlem formu, görüşme ve transfer testlerinin diğer araçlara göre daha çok kullanıldığı ve amaca yönelik ölçeklerin de geliştirildiği belirlenmiştir. Örneklem olarak ilk üç sırada lisans, ortaöğretim ve öğrenme güçlüğü çeken/engelli öğrencilerin katılımcı olarak yer aldığı, örneklem sayısının da 31 ila 90 arasında olduğu, verilerin analizinde en çok t-testinin kullanıldığı, tezlerin sayfa sayısının yüz ila iki yüz sayfa aralığında olduğu tespit edilmiştir. Tezlerin elde ettikleri genel sonuçlara bakıldığında bağlaşık öğretimin; öğrenci motivasyonu ve başarısını artırdığı, problem çözme becerilerini geliştirdiği, üst düzey düşünme ve bağlamsızlaştırma becerisini olumlu etkilediği, transfer becerisinin geliştirilmesinde en iyi yaklaşım olduğu, yabancı dil ve matematik öğretiminde etkili olduğu, dil gelişimini desteklediği, teknolojiyi sınıf içine entegre ettiği, öğretmen adaylarının mesleki becerilerini geliştirmede etkili olduğu, öğrenme güçlüğü çeken ve hafif engelli öğrenciler için eleştirel düşünme, problem çözme becerilerini ve akademik başarılarını artırdığı, probleme dayalı öğrenmede bilime yönelik tutum ve algılarda olumlu etki yarattığı ve de öğrenme-öğretme modeli olarak beğenildiği sonuçlarına ulaşıldığı görülmüştür.  Türkiye’de bağlaşık öğretimi tanıtacak çalışmalara ağırlık verilerek, bu konuda daha fazla araştırmaların yapılabileceği, bundan sonraki araştırmalarda akademik makalelerin ele alınıp incelenebileceği önerilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Bağlaşık öğretim, bağlaşık öğrenme, içerik analizi.

Ortaokul Matematik Öğretmenlerinin Alan Ölçme Konusundaki Anlamalarının İncelenmesi

S. Koza Çiftçi & İ. Elif Yetkin-Özdemir

ss. 24 - 45   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.2

Özet

Bu çalışmada, ortaokul matematik öğretmenlerinin alan ölçme konusuna ilişkin matematiksel anlamaları incelenmiştir. Nitel araştırma desenlerinden durum çalışması deseninin kullanıldığı çalışma, amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme kullanılarak belirlenen gönüllü üç ortaokul matematik öğretmeniyle yürütülmüştür. Yarı-yapılandırılmış görüşme formuyla elde edilen veriler betimsel analiz kullanılarak incelenmiştir. Bulgular öğretmenlerin ölçme ve alan ölçme süreci, alan formülünün temelleri ve alan ölçme birimlerine ilişkin anlamalarında bazı sınırlıklar olduğunu göstermiştir. Öğretmenlerin genel olarak ölçme ve alan ölçme sürecini açıklamakta zorlandıkları, alan ölçmeye ilişkin bilgilerinin birime ilişkin anlamaları ile yakından ilişkili olduğu ve alan ölçme birimlerine ilişkin bilgilerinde önemli eksikliklerin olduğu görülmüştür.

Anahtar Kelimeler: Öğretmen bilgisi, alan kavramı, ölçme, alan ölçme, öğretmen eğitimi

Küresel Vatandaşlık Ölçeğinin Türkçeye Uyarlama Çalışması

Tugay Tutkun

ss. 46 - 63   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.3

Özet

Bu çalışmanın amacı küresel vatandaşlık düzeyini belirlemek amacıyla Morais ve Ogden tarafından 2010 yılında geliştirilen Küresel Vatandaşlık Ölçeğinin (Global Citizenship Scale –GCS) Türkçeye uyarlama,  geçerlik ve güvenirlik çalışmasını yapmaktır. Ölçek beşli Likert tipinde puanlanan ve 3 alt boyuttan oluşan 30 maddeden oluşmaktadır. Araştırmanın çalışma grubu, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde öğrenim görmekte olan öğretmen adaylarıdır. Elde edilen veriler üzerinde ölçeğin geçerliğine ilişkin bilgi edinebilmek için yapılan açımlayıcı faktör analizi ve doğrulayıcı faktör analizi sonucunda orijinal ölçekteki yapıya oldukça benzer bir yapıya ulaşılmıştır. Açımlayıcı faktör analizi sonucunda ölçeğin Türkçe formunun toplam varyansın % 65,88’ini açıkladığı ortaya çıkmıştır. Ölçeğin güvenirlik analiz sonucunda Cronbach’s Alpha iç tutarlık katsayısı 0,86 olarak hesaplanmıştır. Elde edilen bulgular ölçeğin Türkçe formunun güvenilir ve geçerli bir ölçme aracı olduğunu göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: vatandaşlık, küresel vatandaşlık, aktif vatandaşlık

Resimli Çocuk Kitaplarının Toplumsal Cinsiyet Rolleri Açısından İncelenmesi

Pınar Bağçeli Kahraman & Habibe Özdemir

ss. 64 - 85   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.4

Özet

Bu araştırmanın amacı resimli çocuk kitaplarının toplumsal cinsiyet rolleri açısından incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda resimli çocuk kitaplarında yer alan karakterlerin olumlu kişilik özellikleri, olumsuz kişilik özellikleri, ilgi alanı, cinsiyetleri, saç rengi, duygusal ifadeleri, karakterlere göre aksesuarlar, giysi renkleri, en çok bulundukları mekânlar, karakterlere ait meslekler ve karakterlerin yaptıkları iş incelenmiştir. Araştırmada resimli çocuk kitaplarının toplumsal cinsiyet açısından incelenmesi amacıyla çoklu durum deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 100 resimli çocuk kitabı oluşturmaktadır. Yapılan bu araştırmada resimleri incelemek için Gündüz Şentürk (2015) tarafından geliştirilen Resim İnceleme Formundan yararlanılarak oluşturulan bir form kullanılmıştır. Kitaplardan elde edilen veriler formda yer alan her bir soru için kadın ve erkek olarak ayrı ayrı kodlanmıştır. Verilerin analizi için betimsel analiz kullanılmıştır.  Analiz sonucunda toplumsal cinsiyet kalıpyargılarına uygun olan çok fazla durumun resimli çocuk kitaplarında yer aldığı belirlenmiştir. Özellikle okul öncesi öğretmenlerinin çocuklara okumayı tercih ettikleri kitapları titizlikle seçmesi ve toplumsal cinsiyet rollerine daha bilinçli yaklaşması gerekmektedir.

Anahtar Kelimeler: Resimli çocuk kitapları, toplumsal cinsiyet rolleri, toplumsal cinsiyet kalıpyargıları

Induction into Teaching in Turkish Secondary Schools: A Muliple Case Study of First Year Teachers’ Experiences

Tuğba Cihan & Ali Yıldırım

ss. 86 - 122   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.5

Özet

The aim of this study was to examine the experiences of the first year of four novice teachers regarding their classroom experiences, relationships with colleagues, mentoring process and the reflections on the pre-service teacher education they received. The study adopted a qualitative multiple-case study design and the data were collected from four novice teachers through semi structured interviews. Additionally, 28-hour classroom observations were conducted and documents such as teachers’ materials, exam papers and meetings reports of the committee of teachers’ group were analyzed to supplement the interview findings.  

The results of the study suggested that novice teachers had trouble in classroom management, handling student behaviors, relationships with colleagues, principals and parents, using appropriate teaching learning methods and techniques, motivating students, establishing a productive relationship with mentors, and handling workload. Moreover, ineffective mentoring and inadequacies of the pre-service teacher education turned out to be challenging. The most significant weakness of the pre-service teacher education was found to be the lack of an efficient training period, and the results indicated that the pre-service teacher education failed to prepare novice teachers for the realities of teaching and for their first year in the profession.

Anahtar Kelimeler: Induction into Teaching, Novice Teachers, Pre-service Teacher Education, Mentoring, Case Study

Yunus Emre İle İlgili Araştırmaların Bibliyometrik Analizi

Beytullah Karagöz & İzzet Şeref

ss. 123 - 141   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.6

Özet

Toplumların ortak değerlerinden biri de tarihsel şahsiyetlerdir. Tarihsel şahsiyetler milletlerin kültürel belleklerini geliştirmeleri  ve kimliklerini inşa etmelerine katkıda bulunur. Bu niteliğiyle Yunus Emre Türk milletinin en önemli tarihsel şahsiyetlerinden biridir. Bu çalışmada Türk kültürünün tarihsel değerlerinden biri olan Yunus Emre ile ilgili akademik araştırmaların bibliyometrik analizi yapılmıştır. Araştırmanın modeli durum çalışmasıdır. Çalışma, Scopus veri tabanından çekilen Yunus Emre çalışma alanındaki yayınlar üzerinden gerçekleştirilmiştir. Sosyal ağ görselleştirmeleri için VOSviewer (Version 1.6.9) paket programı kullanılmıştır. Bibliyometrik analiz yöntemi kullanılarak Yunus Emre ile ilgili akademik yayınlar toplam yayın sayısı, yayın dili, yayın türü, yazarların kurumları, yayın yapılan aktif dergiler, aktif araştırma yapılan ülkeler, makalelerin aldığı atıflar, makalelerdeki kaynak türleri ve anahtar kelimeler açısından incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre Yunus Emre üzerine 1959-2017 yılları arasında toplam 31 yayın yapıldığı görülmüştür. Araştırmaların yayın dili genel olarak Türkçedir. En sık yayın yapılan belge türleri makale, inceleme ve kısa incelemedir. Çalışma alanına en çok katkı yapan kurumlar Gazi Üniversitesi ile Selçuk Üniversitesi’dir. Çalışma alanındaki en aktif dergi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi; en aktif ülkeler ABD ve Türkiye’dir. Yunus Emre araştırmalarında en çok atıf yapılan kaynak türü kitaptır. Makalelerin aldığı atıf sayılarının ise düşük olduğu görülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Yunus Emre, bibliyometri, bibliyometrik analiz.

Dimensions of Multicultural Education: Pedagogical Practices Knowledge of Graduate Students Towards Multicultural Education in Turkey

Yahya Han Erbaş

ss. 142 - 181   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.7

Özet

This qualitative case study aimed to examine teachers’ and teacher candidates’ who are graduate-level students at a public university views on and perceptions of multicultural education and its dimensions in the Turkish context. For this study, the research question was created to examine how participants’ understandings of multicultural education can help them to apply their pedagogical practices in classrooms in Turkey. For this examination, the dimensions of multicultural education that were created by James Banks have shaped the students’ possible multicultural practices related to their classrooms, curricula, and schools. This study was conducted at the Alpha University (pseudonym), located in the Marmara Region of Turkey. The data were collected from semi-structured interviews, written documents, focus group interview, classroom observation, and fieldnotes. According to the findings, the participants gave various examples of how their pedagogical practices related to dimensions of multicultural education could be applied to schools. While some of these dimensions can be found in the participants' understandings in a straightforward manner and can be explained via useful practical examples, it is evident that some dimensions are lacking with regard to practical applications. However, especially with regard to teachers and teacher candidates who have graduated from elementary education programs, the examples they provide are similar and generally come from the same courses. They had problems providing more detailed examples of issues related to multiculturalism and diversity relevant to the content of different courses. 

Anahtar Kelimeler: Dimensions of Multicultural Education, Diversity in Education, Turkey, Teachers and Teacher Candidates, Graduate Education

Küresel Yayın Ligi: Türkiye Hangi Kümede Yer Alıyor?

Barış Uslu

ss. 182 - 203   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.8

Özet

Türkiye, yüzüncü yılı olan 2023 için ‘dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak’ şeklinde bir ulusal vizyon benimsemiştir. Bilgi temelli ekonomik gelişim süreci göz önüne alındığında, Türkiye’nin bu ulusal vizyonu gerçekleştirmesi sadece kendi bilimsel üretimine değil diğer ülkelerin bilimsel üretimine de bağlıdır. Bu bağlamda, Türkiye’nin bilimsel yayın sayılarının yıllara göre incelenmesi, dünya ülkeleri ile karşılaştırılması ve küresel bilgi üretiminde rekabet ettiği ülkelerin belirlenmesi bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Araştırma, tarama modelinde bir araştırma olup, Yönelimsel Tarama deseni takip edilmiştir. Analiz sürecinde Türkiye adresleri bilimsel yayın sayıları ile dünya ülkelerine ait bilimsel yayın sayıları incelemeye alınmıştır. Ülkelerin uluslararası yayın sayılarına SCImago platformundan online olarak erişilmiştir. 94 ülkeye ait 1996-2017 yılları arası bilimsel yayın sayıları veri setine dahil edilmiştir. Veri seti üzerinde, ilk aşamada ülkelerin tümü için her yıla ait dünya ülkeleri ortalama yayın sayıları hesaplanmıştır. İkinci aşamada, Türkiye’ye ait yayın sayılarına ve 94 ülkeye ait dünya yayın ortalamalarına ilişkin yıllara göre dağılımlar çıkarılarak, bu dağılımlar karşılaştırılmıştır. Son olarak da, Türkiye’nin yayın sayısı bakımından dünya yayın kümelerinden hangisinde yer aldığını yıllara yayılan süreçte belirleyebilmek için de kümeleme analizi yapılmıştır. Yapılan analizler, Türkiye’nin yayın sayısı 2005 yılına kadar dünya yayın ortalamasının altındayken ilk defa 2005 yılında bu ortalamanın üzerine çıktığını ve sonrasında gözle görülür bir artış sergilediğini göstermiştir. Ayrıca, dünya ülkelerinin yayın sayıları bakımından üst, orta ve alt küme şeklinde üç gruba toplandığı ve Türkiye’nin hem 1996, hem 2006-2007 (ortalama üzerinden) hem de 2017 yılında alt kümede yer aldığı belirlenmiştir. Türkiye’nin alt küme içinde, ise 19. sıradan beşinciliğe kadar çıktığı göze çarpmaktadır. Araştırma bulguları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, Türkiye’nin rekabet etmeyi hedeflediği ülkelerle aynı grupta yer alabilmesi için, nicelik-nitelik dengesini gözeterek, bilimsel yayın sayılarında artış sağlaması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuç doğrultusunda, bilim insanlarının kariyer ve yayın üretimi planlamalarına etki eden akademik yükselme, teşvik ve proje fon uygulamalarının yeniden değerlendirilmesine yönelik öneriler sunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Bilimsel yayın politikaları, Dünya yayın profili, Küresel yayın ligi, Türkiye yayın performansı, Yayın ligi kümeleri

Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programı Öncesi ve Sonrası Öğretmen Adaylarının İdeal Öğretmen Algıları

Gülgün Bangir Alpan, Özden Demirkan, Gürcü Koç-Erdamar, Nevriye Yazçayır & Gülçin Saraçoğlu

ss. 204 - 218   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.9

Özet

Bu araştırmanın amacı Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programına (PFESP) katılan öğretmen adaylarının programa başlamadan önceki ideal öğretmen algıları ile program sonundaki algılarını betimlemektir. Bu araştırmaya 12 farklı lisans programından mezun ve son sınıf öğrencisi olan toplam 171 aday katılmıştır. Öğretmen adaylarının PFSEP öncesi ve sonrası ideal öğretmen algıları açık uçlu görüşme formları ile elde edilmiştir. Veri çözümlemesi için içerik analizi yapılmıştır. Bulguların şu temalarda toplandığı görülmektedir: Mesleki donanım, kişisel özellikler ve iletişim becerileri. Temaların altındaki kodlar ağırlıklı görüşlere göre sıralanmıştır. Mesleki donanım: Güçlü bir pedagojik formasyon bilgisi, alanda uzmanlık, mesleki gelişime ayak uydurma, eğlenceli ders işleme, mesleği sevme, etkili sınıf yönetimi, öğrenciye rehber olma, öğrenciyi tanıma, öğrenciye örnek olma, problem çözme, genel kültüre sahip olma, düzgün konuşma.  Kişisel özellikler: Öğrenmeye açık, sevecen,  anlayışlı,  farklı fikirlere saygılı, sabırlı,  sağlam karakterli,  çağdaş,  çalışkan, adil, coşkulu, güler yüzlü, teknoloji ile ilgili, vatansever,  özverili.  İletişim becerileri: Etkili iletişim kurma, empati kurma, iyi bir dinleyici olma, öğrenci ihtiyaçlarına duyarlı olma. Öğretmen adaylarının ideal öğretmende olması gereken mesleki donanım algılarında PFSEP sonrasında artış olmasına rağmen, kişisel özellikler ve iletişim becerileri algılarında ise fazla bir değişim olmamıştır. Bu sonuçlar PFSEP’nın öğretmen yetiştirmedeki niteliğinin tartışılmasında dikkate alınmalıdır.

Anahtar Kelimeler: İdeal öğretmen algısı, pedagojik formasyon eğitimi sertifika programı, öğretmen yetiştirme

Üniversite Öğrencilerinin Öznel Mutluluk ve Pozitif Algı Arasındaki İlişkinin Bazı Değişkenlerle İncelenmesi

Abdullah Mert

ss. 219 - 243   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.10

Özet

Bu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin öznel mutluluk ile pozitif algı düzeyleri arasındaki ilişkileri belirlemek ve öznel mutluluk ve pozitif algı düzeylerinin çeşitli demografik değişkenler açısından ilişkilerini incelemektir. Araştırmanın örneklemi Uşak Üniversitesi’nde okuyan 250 öğrenciden (139 kadın, 111 erkek) oluşmaktadır. Araştırma ilişkisel tarama modeline uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, katılımcıların pozitif algı düzeylerini belirlemek için “Pozitif Algı Ölçeği”  (PAÖ) ve öznel mutluluk düzeylerini belirlemek için “Öznel Mutluluk Ölçeği “ (ÖMÖ) kullanılmıştır. SPSS 23.0 paket programı aracılığıyla .05 ve .01 anlamlılık düzeyinde test edilmiştir. Üniversite öğrencilerinin pozitif algı ve öznel mutluluk düzeyleri arasındaki ilişkileri görmek amacıyla korelasyon analizi, pozitif algı ve öznel mutluluk toplam puanlarının farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla tek yönlü varyans analizi ve pozitif algının üniversite öğrencilerinin öznel mutluluk düzeylerini yordama gücünü belirlemek amacıyla yapılan regresyon analizi yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular, üniversite öğrencilerinde pozitif algının tüm boyutları birlikte öznel mutluluğa ilişkin toplam varyansın yaklaşık %33’ünü açıkladığı görülmüştür. Ayrıca araştırma bulgularında üniversite öğrencilerinde pozitif algı ile öznel mutluluk düzeyleri arasında orta düzeyde pozitif yönlü anlamlı bir ilişkiye rastlanmıştır. Yapılan analizlerin sonuçları ilgili literatür ışığıda incelenmiş ve çeşitli önerilerde bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Öznel Mutluluk, Pozitif Algı, Mutluluk, Algı,

Ortaokul Matematik Öğretmenlerinin Yazılı Sınav Sorularının İncelenmesi

Ali Sabri İpek & Ercan Özdemir

ss. 244 - 262   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.11

Özet

Bu araştırmada, ortaokul matematik öğretmenlerinin yazılı sınavlarda kullandıkları matematiksel problemlerin analiz edilmesi amaçlanmıştır. Doküman inceleme tekniğinin kullanıldığı araştırma kapsamında, Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki bir ilde basit seçkisiz örnekleme yoluyla belirlenen 25 ortaokulda görev yapan toplam 40 öğretmenden yazılı sınav kağıtları talep edilmiştir. Matematiksel problemler; madde türü, sunum şekli ve gerektirdiği bilişsel beceriler yönünden analiz edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, madde türüne göre açık-uçlu soruları ve çoktan seçmeli soruları kullanan öğretmenlerin sunum şekli yönünden sözel veya sayısal formda olan problemleri daha fazla tercih ettikleri belirlenmiştir. Bununla birlikte problemlerin gerektirdikleri bilişsel beceri sınıflandırmasına göre yazılı sınav kağıtlarında kullanılan problemlerin büyük bir kısmının işlemsel bilgi düzeyiyle sınırlı kaldığı, bilişsel derinlik açısından ise beceri ya da kavramların basit uygulaması olarak tanımlanan ikinci düzeyin üzerine çıkılamadığı tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Ortaokul matematik öğretmenleri, matematik sınav soruları, madde türleri, bağlamsal özellikler, bilişsel beceriler

Sosyal Bilgiler Öğretmeni Adaylarının Öğretmenlik Mesleği İle Öğretmen Atama Ve Yerleştirme Sistemine Yönelik Görüşleri

Fitnat Gürgil

ss. 263 - 289   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.12

Özet

Ülkemizde son yıllarda hem öğretmen yetiştirme hem de öğretmen atama ve yerleştirme sürecinde birtakım değişiklikler yaşanmıştır.  Söz konusu değişikliklerden en fazla etkilenen kesim ise eğitimlerine devam eden öğretmen adaylarıdır. Bu araştırmada, sosyal bilgiler eğitimi anabilim dalında öğrenim gören son sınıf öğrencilerinin öğretmenlik mesleği ile öğretmen atama ve yerleştirme sistemine yönelik görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Nitel araştırma yaklaşımının benimsendiği çalışmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Uzman görüşü doğrultusunda hazırlanan formun pilot uygulaması dört sosyal bilgiler öğretmeni adayı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın asıl uygulamasına 25 öğretmen adayı katılmıştır. Araştırma verileri 2017-2018 eğitim öğretim yılı bahar döneminde toplanmıştır. Öğretmen adaylarıyla yapılan görüşme verileri önce ses kaydına alınmış, ardından da bilgisayar ortamında yazıya geçirilerek içerik analizine göre incelenmiştir. Araştırmanın analizinde hem sosyal bilgiler hem de nitel araştırma yaklaşımlarında uzman bir öğretim üyesinden yardım alınmıştır. Katılımcıların öğretmenlik mesleğinin geleceğine yönelik görüşlerinin genellikle olumsuz nitelikler taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca öğretmen adaylarının sınavlar açısından üniversitede aldıkları eğitimi yetersiz buldukları da belirlenmiştir. Öğretmen adaylarının özellikle aday sayısındaki fazlalık nedeni ile öğretmen atama ve yerleştirme konusunda en iyi yöntemin merkezi sınavlar olduğuna inandıkları belirlenmiştir. Fakat öğretmen adaylarının “torpil, adam kayırma” gibi gerekçelerle sözlü sınava (mülakata) karşı oldukları da tespit edilmiştir. Öğretmen adaylarına göre sözlü sınav yapılacaksa mezuniyet aşamasında değil de eğitim fakültelerine giriş aşamasında yapılması daha uygun olacaktır. Bunun yanında öğretmen adaylarının nitelikli öğretmen seçiminde mevcut sınavların yetersiz olduğuna inandıkları da tespit edilmiştir.

 

Anahtar Kelimeler: sosyal bilgiler, öğretmen adayı, öğretmenlik mesleği, öğretmen atama ve yerleştirme sistemi

Portfolyo ve Başarı Testi Puanlarıyla Başarının Değerlendirilmesi 

Fisun Bozkurt

ss. 290 - 312   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.13

Özet

Bu çalışmanın amacı; portfolyo (öğrenci ürün dosyası) ve çoktan seçmeli başarı testinin bir kombinasyonun kullanıldığı bu araştırmada öğretmen adaylarının hangisinde daha iyi performans gösterdiğini ortaya koymaktır. Çalışmanın diğer bir amacı da portfolyo puanları ile dönem sonu başarı testi puanları arasında anlamlı bir ilişkinin olup olmadığını ve bu puanların cinsiyete göre anlamlı farklılık gösterip göstermediğini tespit etmektir. Bu nicel araştırmanın çalışma grubunu; bir devlet üniversitesinde 2013-2014 eğitim-öğretim yılı içinde Özel Öğretim Yöntemleri II dersini alan 127 sosyal bilgiler öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırma verileri öğretmen adaylarının dönem boyunca hazırladıkları portfolyo ve dönem sonunda yapılan başarı testinden almış oldukları puanlardan elde edilmiştir. Veri analizinde nonparametrik bir teknik olan Spearman Korelasyon hesaplama tekniği ve Mann-Whitney U Testi kullanılmıştır. Bu çalışmanın bulguları öğretmen adaylarının büyük bir kısmının portfolyo değerlendirmede, başarı testine göre daha iyi performans gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu bulgu portfolyo değerlendirmenin daha başarı odaklı bir değerlendirme sistemi olduğu ve öğrencilerin okulda başarılı öğrenme deneyimlerine sahip olma şansını arttırılabileceği şeklinde yorumlanabilir. Ayrıca, öğrencilerin başarı testi puanları ile portfolyo puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Ek olarak, başarı testi puanları bakımından cinsiyet ve başarı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamasına rağmen, portfolyo puanları dikkate alındığında durumun kız öğrencilerin lehine bir eğilim gösterdiği tespit edilmiştir. 

Anahtar Kelimeler: Portfolyo, çoktan seçmeli test, öğretmen eğitimi, sosyal bilgiler öğretmen adayları

Ortaokul Beşinci Sınıf Matematik Dersi Öğretim Programının Kesirler Ünitesinin Değerlendirilmesi

Çağlar Naci Hıdıroğlu & İbrahim Tuncel

ss. 313 - 365   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.14

Özet

Çalışmanın amacı, ortaokul beşinci sınıf matematik dersi öğretim programının kesirler ünitesini değerlendirmektir. Çalışmada, hedef yönelimli ve niteliksel değerlendirme anlayışlarının üstün taraflarından yararlanılarak ve eksik yönleri ortadan kaldırılarak pragmatik değerlendirme anlayışı benimsenmiştir. Karma yöntem araştırma türlerinden eş zamanlı çeşitleme deseniyle yürütülen çalışmanın nicel verileri için, oranlı küme örnekleme yöntemiyle Denizli ilinin Pamukkale ve Merkezefendi ilçelerinde 2014-2015 eğitim ve öğretim yılında beşinci sınıfta öğrenim gören 400 öğrenci belirlenmiştir. Nitel veriler için ölçüt ve maksimum çeşitlilik örnekleme yöntemiyle altı öğretmen ve 12 öğrenci belirlenmiştir. Araştırmanın veri toplama araçları, kesirler ünitesi başarı testi, yarı yapılandırılmış öğretmen görüşme formu, öğrenci odak grup görüşme formu, yarı yapılandırılmış gözlem formu ve önkoşul ilişkilere yönelik uzman görüşme formudur. Nicel verilerin analizinde betimsel ve vardamsal istatistikten (t testi ve tetrakorik korelasyon); nitel verilerin analizinde içerik analizinden yararlanılmıştır. Kesirler ünitesine ilişkin alınan eğitimin sonunda 18 kazanımdan beşinde (2., 3., 5., 10., 14.) %75 düzeyinde öğrenme gerçekleşmiş ve kesirler ünitesindeki kazanımların düşük düzeyde (%28 düzeyi) ulaşılabilir olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kazanımların ulaşılabilirliğinin düşük olmasının nedenlerinden ikisinin öğrencilerin sahip oldukları kavram yanılgıları ve öğretmenlerin öğrenci ön bilgileri dikkate almadan gerçekleştirdikleri öğrenme süreci olduğu belirlenmiştir. Kesirler ünitesindeki kazanımlar arasında önkoşul ilişkiler anlamlı düzeyde çıkmıştır. Kesirler ünitesi için daha farklı kazanımlarla oluşturulmuş daha etkili öğrenme ortamları tasarlanabilir.

Anahtar Kelimeler: Kesirler ünitesi, kazanımların ulaşılabilirliği ve örüntüsü, hedef yönelimli değerlendirme, niteliksel program değerlendirme, pragmatik değerlendirme.

Öğretmen Adaylarının Çokkültürlü Eğitim ve Kimlik İşlevlerine İlişkin Algıları

Osman Ferda Beytekin & Ayşegül Palta

ss. 366 - 376   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.15

Özet

Bu çalışmanın amacı, pedagojik formasyon öğrencilerinin çokkültürlü eğitim ve kimlik işlevlerine ilişkin algılarını incelemektir. Araştırma, tarama ve ilişkisel modeldedir. Araştırmanın örneklemi, uygun örnekleme yöntemi ile belirlenmiş Ege Üniversitesi’nde pedagojik formasyon eğitimi alan 240 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırma bulguları; cinsiyetlerine göre pedagojik formasyon öğrencilerinin çokkültürlü eğitim ve kimlik işlevlerine ilişkin algı puanlarından sadece uyum puanları anlamlı farklılık göstermektedir. Fakültelerine göre pedagojik formasyon öğrencilerinin çokkültürlü eğitim ve kimlik işlevlerine ilişkin algı puanları anlamlı farklılık göstermemektedir. Pedagojik formasyon öğrencilerinin çokkültürlü eğitim ve kimlik işlevlerine ilişkin algı puanları arasında düşük düzeyde pozitif yönde ilişki vardır.

Anahtar Kelimeler: Çokkültürlü eğitim, kimlik işlevi, öğrenci

Ortaöğretim Öğrencilerinin Akademik Bilgiye Ulaşmak Amacıyla Tercih Ettikleri Bilgi Kaynaklarının İncelenmesi

Mehtap Aktaş & Eda Yalçın İncik

ss. 377 - 399   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.16

Özet

Bu araştırmanın amacı, ortaöğretim öğrencilerinin akademik bilgiye ulaşmak amacıyla hangi bilgi kaynaklarını hangi sırada ve neden tercih ettiklerinin belirlenmesidir. Bu amaçla ortaöğretim öğrencilerinin önem düzeyine göre akademik bilgiye ulaşmada hangi bilgi kaynaklarını tercih ettiklerini ikili karşılaştırmalar yoluyla sıralamaları istenmiş ve Thurstone’un V. Hal denklemi ile ölçeklenmiştir. Yapılan çalışmada var olan durumu ortaya koymak amaçlandığından betimsel bir araştırma niteliğindedir. Ölçekleme çalışması 698, içerik analizi 100 ortaöğretim öğrencisinden elde edilen veriler üzerinden yürütülmüştür. Yapılan ölçekleme çalışmasında ortaöğretim öğrencilerinin akademik bilgiye ulaşmada tercih ettikleri ilk kaynağın uzmanlar/öğretmenler olduğu ve ölçek değerinin 1,058 olduğu görülmektedir. İkinci sırada tercih edilen kaynak internet olup ölçek değeri 0,956’dır. Üçüncü sırada tercih edilen bilgi kaynağı olan kitapların ölçek değeri ise 0,546 olup internet ve uzmanların tercih edilme sıklıklarına oldukça uzaktır. Dördüncü sırada 0,228 ölçek değeriyle TV ve beşinci sırada 0,000 ölçek değeriyle akranlar bulunmaktadır. Öğrencilerin internet kaynağını tercih etme nedenlerinden ilk üçü kolay ve hızlı ulaşılabilir olması, geniş kapsama sahip olması ve güvenilir bir bilgi kaynağı olmasıdır. Kitap için ilk üç tercih nedeni; güvenilir bilgi, geniş kapsam ve öğrencilerin öğrenme tercihleridir. Akran kaynağı için kolay ve hızlı ulaşılabilirlik, rahat iletişim kurabilme ve öğrencilerin ortak hedefe sahip olmalarıdır. Televizyon için güvenilir bilgi, dikkat çekicilik ve öğrencilerin öğrenme tercihleri olması iken uzman için güvenilir bilgi, etkileşim ve deneyim olarak belirtilmiştir. İnternet çok tercih edilen bir bilgi kaynağı olduğundan daha güvenli ve güvenilir bilgiye ulaşabilmek açısından bilgi okuryazarlığı ve medya okuryazarlığı konusunda hem aileler hem de özellikle küçük yaşlardan itibaren öğrenciler eğitilmelidirler.

Anahtar Kelimeler: Bilgiye ulaşma yolları, ikili karşılaştırmalar, ölçekleme, Thurstone’un V. Hal denklemi Ways of accessing information, pair wise comparision, scalling, Thurstone’s law of comparative judgment case V. equation.

Analysis of Studies Made for Mentally Disabled Students in the Mathematics Education: Turkey Example

Elif Kılıçoğlu & Ayşe Özben

ss. 400 - 417   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.17

Özet

In this study, it is aimed to analyse the studies made in the mathematics education for mentally disabled students. This study was carried out according to 7 different variables, which are research method, data collection tools, data analysis, sample type, sample size, researchers’ area of expertise and distribution of studies through years. In order to actualise these objective, researchers used various search engines such as Ulakbim, Dergipark, Google Academic websites and two state university screening engines and attained a total of 56 academic studies including 20 articles, 28 master’s theses and 8 doctoral theses. The attained academic studies were assorted and analyzed through the form prepared by researchers. The data were analyzed according to content analysis. The findings are presented as tables in descriptive form. The obtained data show that, the studies were mostly made with qualitative method (%87,4) and scale (%64,28) was used as data collection tool. Furthermore, it was ascertained that, in analyzed studies, more than other methods graphical analysis method (%64,28) was favoured. It was observed that the researchers generally preferred to study with the students (%64.28) and with a small sample. Finally, it has been determined that the studies conducted on this subject have been conducted by the researchers (%78,5) from the Special Education Department. It was discovered that, the researches gained momentum after 2008 and the first studies started during the 1980s. Based on these findings, it has been suggested to use different methods in the mathematics education for mental deficiency, to accomplish sufficient studies with different sample groups, to work mathematics and special education teachers together and thus to increase the studies on this matter.

Anahtar Kelimeler: Mathematics Education, Special Education, Mentally Disabled Students, Content Analysis

Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölümü Öğrencilerinin Akademik Risk Alma Eğilimleri ve Liderlik Özellikleri İlişkisi: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Örneği

Fehmi Volkan Akyön & Salih Köseoğlu

ss. 418 - 446   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.18

Özet

Akademik risk alma eğilimi, bir öğrencinin tereddütlü olduğu bir konuda bilgi ve fikirlerini paylaşma, konu ile ilgili soru sorma, sonucunda hata yapma olasılığına rağmen yeni şeyler öğrenme ve alternatif çözüm yolları deneme konusundaki isteği ve arzusunu açıklamaktadır.  Clifford (1991) tarafından geliştirilen ve Korkmaz (2002) tarafından Türkçe’ye uyarlanmış olan “Akademik Risk Alma" eğilimi,  başarısızlık sonrası olumsuzluk eğilimi, güç işlemleri tercih etme eğilimi, başarısızlık sonrası yeniden toparlanma ve etkin olma eğilimi ve ödev yapmama eğilimi boyutlarından oluşmaktadır. Bu eğilimler öğrencileri gelecekteki mesleki becerilerini de etkileyecektir.

Krizler; pek çok kaynakta fırsat olarak açıklanmakla birlikte genellikle tehdit içerikli bir kavram olarak ortaya konmaktadır. Afetlerde büyük krizler meydana getirmektedir. Bunlar; doğal yoldan veya beşeri olarak meydana gelen ve yüksek seviyede can ve mal kayıplarına neden olan krizlerdir. Bununla birlikte Afetler, belirsizlik ve karmaşıklığın üst düzeyde olduğu durumlardır. Bu durumda liderlik ön plana çıkmaktadır. Risk alabilen ve risk yönetebilen liderler önem kazanmaktadır. Gelecekte Afet yönetiminde çalışacak öğrencilerin risk alma ve yönetme becerileri okul yıllarında şekillenecektir. Bu becerilerin okul döneminde geliştirilmesi, gelecekte ki başarılarını arttıracaktır.

Bu çalışmanın amacı, Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölümü öğrencilerinin akademik risk alma eğilimleri ve liderlik özelliklerinin belirlenmesi, kriz ve kaos yönetimi çerçevesinde değerlendirmesidir. Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölümü öğrencileri afet yönetiminin her aşamasında görev alabilirler. Çünkü aldıkları eğitim ve liderlik yetenekleri bu durumlarda onları ön plana çıkarmaktadır. Bu bağlamda araştırmaya Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölümü öğrencileri ile yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak liderlik davranış ölçeği ve akademik risk alma ölçeği kullanılmıştır. Verileri analiz etmek için “SPSS 22” programı kullanılmıştır. Frekans dağılımı, yüzde, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri verilmiştir. Ölçeklerin faktör analizleri yapılmıştır. Ayrıca iki ölçeğin korelasyon değerleri alınmıştır.

Anahtar Kelimeler: Afet, Kriz, Kriz Yönetimi, Kaos Yönetimi, Liderlik, Akademik Risk Alma

Üstün Yetenekli Öğrencilerin Eğitimine Yönelik Sınıf Öğretmeni Adaylarının Tutumlarının ve Görüşlerinin İncelenmesi

Mutlu Uygur & Tuğba Yanpar Yelken

ss. 447 - 463   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.19

Özet

Bu öğretim, eğitim fakültesi sınıf öğretmenliği bölüm öğretmeni aday öğretmen adayları üstün yetenekli eğitimine yönelik tutumların ve görüşlerinin dönem amaçlanmıştır. Mersin Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Sınıf Öğretmenliği Bölümünde öğrenim gören 224 öğretmen adayı ve üstün yetenekli eğitimine tıp görüş formu dolduran 24 öğretmen adayı oluşturmuştur. “Üstün Yeteneklilerinin Eğitimine Yönelik Görüş Formu”, “Üstün Yeteneklilerinin Eğitimine Yönelik Görüş Formu”, “Üstün Yeteneklilerinin Eğitimine Yönelik Görüş Formu” başlıklı makalede yer almaktadır. . Öğretmen adaylarının anlamı, kestirmeler ve sınıf seviyesine göre anlamlılık farklılaşıp farklılaşmadığı t-testi ve Anova testleri ile incelenmiştir. Üstün yetenekli eğitimine ait öğretmen adayları açık uçlu soru formunda toplanan açıklamalara göre içeriklendirilmiş, elde edilen kodlar, yüzde ve frekansına sahiptir. Çalışmada, üstün yetenekli eğitimine karşı sınıf öğretmeni adaylarının tutumlarının 3 alt boyutta da olumlu olmasıydı. Ayrıca öğretmen adaylarının görüşlerine göre üstün yetenekli bireylere özel eğitim imkanı sunar. Üstün yetenekli eğitimine ait öğretmen adayları açık uçlu soru formunda toplanan değerlere göre oranlandırılır, elde edilen kodlar, yüzde ve frekansına sahiptir. Çalışmada, üstün yetenekli eğitimine karşı sınıf öğretmeni adaylarının tutumlarının 3 alt boyutta da olumlu olmasıydı. Ayrıca öğretmen adaylarının görüşlerine göre üstün yetenekli bireylere özel eğitim imkanı sunar. Üstün yetenekli eğitimine ait öğretmen adayları açık uçlu soru formunda toplanan değerlere göre oranlandırılır, elde edilen kodlar, yüzde ve frekansına sahiptir. çalısmada, üstün yetenekli eğitimine karşı sınıf öğretmeni adaylarının tutumlarının 3 alt boyutta da olumlu olmasıydı. Ayrıca öğretmen adaylarının görüşlerine göre üstün yetenekli bireylere özel eğitim imkanı sunar. 

Anahtar Kelimeler: Üstün yetenek, Üstün yetenekli öğrenci, Sınıf öğretmeni adayı, Öğretim

Öğrencilerin İnternet Kısıtlamalarına Karşı Geliştirdikleri Yöntemlerin Belirlenmesi

Levent Çetinkaya

ss. 464 - 477   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.20

Özet

Öğrencilerin çevrimiçi ortamda getirilen kısıtlamaları etkisiz bırakabilecek yöntemlerinin belirlenmesinin amaçlandığı çalışma, tarama modelinde tasarlanmıştır. Çalışma grubunun belirlenmesinde amaçlı rastgele örneklem yaklaşımın benimsendiği araştırma, FATİH projesinin uygulandığı ortaöğretim kademesindeki okullarda öğrenimlerine devam eden 297 öğrenciyle gerçekleştirilmiştir. Kapalı ve açık uçlu sorulardan oluşan veri toplama formu aracılığıyla elde edilen veriler, içerik analizi türlerinden kategorisel ve frekans analizi teknikleri ile çözümlenmiştir. Gerçekleştirilen analizler sonucunda öğrencilerin büyük bir kısmının internet ortamında kısıtlanmış sayfalar ya da uygulamalarla karşılaştıkları ve neredeyse üçte birinin ise kısıtlamalara karşı çözüm yöntemlerinin var olduğunu belirttikleri görülmüştür. Öğrencilerin internet ortamında kısıtlanmış sayfalar ve uygulamalara girmek için ise sırasıyla; kurulum gerektiren uygulamaları (programlar/tarayıcılar), tarayıcı eklentilerini, internet ayarlarını (DNS) değiştirmeyi ve özel tasarlanmış (Web Proxy servisleri) web sayfalarını tercih ettikleri belirlenmiştir. Çalışmada elde edilen sonuçlar çevrimiçi ortamlara yönelik getirilen kısıtlamaların tam anlamıyla amacına ulaşmadığını ve gençlerin kısıtlamalara karşı yine internet ortamından elde edilen bilgiler ya da uygulamalar aracılığıyla çözüm üretebildiklerini göstermektedir. Bu sonuçlar, çevrimiçi ortamda yapabildiklerini kısıtlayarak, özgürlüklerine sınırlandırma getirildiğini hisseden gençlerin çok daha riskli çözümler üretmelerine neden olabileceğinin göz ardı edilmemesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Anahtar Kelimeler: İnternet, Kısıtlama, Sanal Özel Ağ, FATİH projesi internet alt yapısı, Ağ güvenliği

Sınıf Öğretmeni Adaylarının Teknolojiyi Kullanma Sıklığı

Ali Kolomuç

ss. 478 - 491   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.21

Özet

Bu araştırmanın amacı, sınıf öğretmen adaylarının Teknolojik Pedagojik İçerik Bilgisi (TPİB) içeriğinde tanımlanan maddelerden faydalanarak, eğitim-öğretim esnasında teknoloji kullanımı konusundaki yeterliliklerini incelemektir. Schmidt vd. (2009) tarafından geliştirilen TPİB ölçeği Türkçeye çevrilmiştir. Toplam 7 alt bilgi alanı konusunda sınıf öğretmeni adaylarının hangi düzeyde yeterli olduğu ve bu bilgi maddeleri arasında kuramsal olarak nasıl bir ilişkinin olduğunu TPİB yardımıyla incelenmiştir. Elde edilen bulgular IBM SPSS19.0 istatistik programı yardımıyla yapılmış olup, sonuçlara bakıldığında sınıf öğretmeni adaylarının pedagojik yönden kendilerini yeterli bulurken diğer bilgi alanlarında ki alt maddelerle ilgili olarak bir kararsızlığın ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu çalışmaya göre; araştırmaya katılan öğretmen adaylarının gelecekte ki meslek hayatlarında teknolojiyi etkin bir biçimde kullanabilmeleri için bilgi ve tecrübe açısından kendilerini yeterli görmedikleri sonucu en önemli bulgularındandır. Ayrıca, bu araştırma ile kuramsal yapı incelendiğinde,  temel bilgi alanlarının (PB, TB, İB) etkileşiminden ortaya çıkan TPB, TİB, PİB bilgi alanlarının, TPİB oluşumunda temel bilgi alanlarına göre daha güçlü bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Teknolojik Pedagojik İçerik Bilgisi, Pedagojik İçerik Bilgisi, TPİB Ölçeği, Öğretmen Adaylarının TPİB Görüşleri

Preservice Science Teachers' Knowledge of Energy Resources: An Adaptation Study

Birgül Çakır Yıldırım

ss. 492 - 505   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.22

Özet

The main energy resource is still fossil fuels on Earth and they are decreasing day by day. Energy generation from fossil fuels is accepted as the primary reason for climate change. Knowledge of energy resources may have a role in energy conservation behavior. Therefore, measuring energy knowledge is of great importance. The aim of this study is to adapt the energy knowledge instrument of DeWaters, Qaqish , Graham and Powers (2013) to Turkish. Two pilot studies were conducted and a questionnaire with 15 items measuring participants’ knowledge of energy resources was adapted. The KR-20 value for the instrument was found to be 0.70. This instrument creates an opportunity to measure the basic understanding of energy resources.

Anahtar Kelimeler: energy resources, knowledge scale

Okul Kültürü Ölçeği’nin Türkçeye Uyarlanması: Bir Dilsel Eşdeğerlik, Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması

Nihal Yurtseven & Sertel Altun

ss. 506 - 520   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.23

Özet

Bu araştırmanın amacı Gruenert ve Valentine (1998) tarafından geliştirilen Okul Kültürü Ölçeği (School Culture Survey) isimli ölçeği Türkçeye uyarlamaktır. Ölçeğin özgün dili İngilizcedir ve altı boyuttan oluşmaktadır. Ölçeğin dilsel eşdeğerlik çalışmaları kapsamında öncelikle beş alan uzmanı tarafından Türkçeye çevirisi yapılmıştır. Daha sonra elde edilen çeviriler araştırmacılar tarafından incelenerek ortak bir Türkçe form oluşturulmuştur. Oluşturulan Türkçe form, beş farklı alan uzmanına gönderilerek uzmanların formu İngilizceye çevirmeleri istenmiştir. Elde edilen İngilizce çevirilerden bir ortak İngilizce form oluşturularak, formu İngilizceyi anadili olarak bilen, aynı zamanda Türkçeyi çok iyi düzeyde bilen bir alan uzmanının kontrol etmesi sağlanmıştır. Uzman görüşlerinden elde edilen görüşler ışığında ölçeğin Türkçe formuna son hali verilmiştir. Bir sonraki aşamada test-tekrar test çalışması yapılmıştır. Bu kapsamda Türkçe ve İngilizce formlar, 30 kişilik bir gruba 15 gün arayla uygulanmıştır. Toplanan veriler bağımlı gruplarda t-testi aracılığıyla analiz edilmiş ve katılımcıların Türkçe ve İngilizce formlara verdiği yanıtlar arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (p > .05). Daha sonraki aşamada geçerlik çalışması amacıyla Türkçe form Türkiye’nin farklı şehirlerinde ve farklı öğretim kademelerinde görevli 200 öğretmene uygulanmıştır. Elde edilen verilerin analizi Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) ile gerçekleştirilmiştir. Doğrulayıcı faktör analizi sonucunda, Türkçe ölçeğin boyutlara ayrılmadığı, tek boyutlu olarak kullanılabilecek bir ölçek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca ölçeğin iç tutarlık güvenirliğini belirlemek amacıyla yapılan analizler, ölçeğin cronbach alpha değerlerinin .96 olduğunu göstermektedir. Araştırmanın sonunda, Okul Kültür Ölçeği’nin Türkiye’de okullardaki yöneticilerin lidelik anlayışı ve profesyonel gelişime yönelik bakış açısını ortaya çıkarmada yararlanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu ortaya çıkmıştır. 

Anahtar Kelimeler: okul kültürü, dilsel eşdeğerlik, liderlik, profesyonel gelişim.

Birinci Sınıf Öğrencilerinin Okula Uyumları ve Okuma-Yazma Becerilerinin Kazanımı

Hanife Esen Aygün

ss. 521 - 537   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.24

Özet

Bu araştırmada, okula uyum ve okuma yazma becerisinin kazanımı konusunda öğretmen görüşlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda, çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden fenomolojik desende tasarlanmıştır. Araştırmaya 2017–2018 öğretim yılı bahar yarıyılında görev yapmakta olan on üç sınıf öğretmeni katılmıştır. Verilerin analizi fenomolojik veri analizi tekniğiyle yapılmıştır. Verilerin “uyumlu öğrenciden beklentiler”, “uyum ve hazırbulunuşluk” ve “okula uyum ve akademik başarı” olmak üzere üç kategori altında toplandığı anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda, öğretmenlerin uyumlu öğrenciyi sınıf kurallarına uyan öğrenci olarak tanımlarken, okula hazırbulunuşluk ve uyum arasındaki ilişkiyi önemsedikleri görülmektedir. Ayrıca bu çalışma ile öğretmenlerin uyumlu öğrencilerin okuma-yazmayı daha hızlı öğrendiğini düşündüğü sonucuna varılmıştır.  Bu çalışmadan elde edilen sonuçlara dayalı olarak, okula uyum kapsamındaki çalışmaların daha etkili hale getirilmesi önerilmektedir. 

Anahtar Kelimeler: Okula uyum, okul hazırbulunuşluğu, okuma-yazma becerisi

Türkiye'de Kimya Eğitimi Alanında Yapılan Lisansüstü Çalışmalar

Engin Meydan

ss. 538 - 546   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.25

Özet

Bu araştırmada “kimya eğitimi” alanında Türkiye’de yapılmış (1991-2016) lisansüstü çalışmalar meta analiz yöntemi ile incelenmiştir. Kimya eğitimi alanına yönelik lisansüstü çalışmalara YÖK ulusal tez veri merkezinden ulaşılmıştır. Araştırmada 54 lisansüstü tez çalışması incelenmiştir; tezler doktora-yüksek lisans, tezi yapan araştırmacıların cinsiyeti, konu, yapıldığı üniversite, yapıldığı enstitü, yöntem (nicel, nitel veya çoklu yöntem), veri toplama araçları, yapıldıkları yıllar bağlamında analiz edilmiştir. Elde edilen veriler frekans ve yüzdelik olarak değerlendirilmiş ve grafikler yoluyla gösterilmiştir. Çalışmanın sonucunda ise yapılan lisansüstü çalışmalardaki benzerlikler ve farklılıklar seçilen değişkenlere göre ortaya konulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Kimya eğitimi, lisansüstü çalışma, meta analiz

A Construct Validity Study of a Measure of Pre-Service Teachers' Micro-Teaching Performance

Kadir Kozan & Atakan Ata

ss. 547 - 558   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.26

Özet

The purpose of the present study was to examine the construct validity of an instrument used to measure the micro-teaching performance of teacher candidates by their supervisor teachers. To serve this purpose, this study employed an exploratory factor analysis and a parallel analysis in addition to a final confirmatory factor analysis conducted with two different samples of supervisor teachers who rated pre-service teachers’ performance. Overall, 477 mentor teachers participated in this study. The current results revealed a strong one-factor structure accompanied by high reliability statistics, which is in line with earlier research and theoretical insights. The identified one factor can be named as teaching effectiveness as measured by the participating mentor teachers.

Anahtar Kelimeler: Construct Validity, Micro-teaching, Teaching Effectiveness, Pre-Service Teachers

Sınıf Öğretmenlerinin Süreç Temelli Yazmaya Yönelik Görüşlerinin İncelenmesi

Muamber Yılmaz & Ömer Faruk Kadan

ss. 559 - 572   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.27

Özet

Süreç temelli yazma yaklaşımı, yapılandırmacı öğrenme kuramı anlayışına göre önceden aşamalandırılmış yazma sürecini öğretmenlerin bilişsel desteği ile düzenlemeyi hedeflemektedir. Süreç temelli yazma, öğrencinin yazma sürecini planlama, geliştirme ve düzeltme becerisi kazanmasına yardım etmektedir. Süreç temelli yazma, öğrencinin yazma sürecinin her aşamasına ilişkin bilişsel farkındalık becerisi kazanmasını sağlamaktadır. Bu araştırmanın amacı sınıf öğretmenlerinin süreç temelli yazma çalışmalarına ilişkin görüşlerini incelemektir. Araştırmanın evrenini 2017-2018 eğitim öğretim yılında Bartın il merkezinde bulunan ilkokullarda görev yapan sınıf öğretmenleri oluşturmaktadır. Örneklemi ise rastgele küme örnekleme yoluyla seçilen 101 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmanın yöntemi tarama modelindedir. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen süreç temelli yazma uygulamalarını değerlendirmeye yönelik 20 maddeden oluşan 5’li likert tipi anket formu kullanılmıştır. Ölçeğin geçerlilik çalışması yapılmış, faktör yük değeri %40’in altındaki maddeler ölçekten çıkarılmıştır. Ölçeğin alpha güvenirlik katsayısı .88 olarak hesaplanmıştır. Verilerin analizinde istatistiksel işlemlerden aritmetik ortalama, standart sapma ve t- testi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda sınıf öğretmenlerinin süreç temelli yazma konusunda cinsiyete göre anlamlı bir farklılık gösterdiği, farklılığın kadın öğretmenler lehine olduğu belirlenmiştir. Süreç temelli yazma konusunda mezun olunan fakülteye göre anlamlı bir farklılık olduğu, farklılığın eğitim fakültesinden mezun olanların lehine olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca mesleki kıdem değişkenine göre 1-10 yıl ile 11 yıl ve yukarısı arasında anlamlı bir farklılık olduğu, farklılığın 11 yıl ve yukarısı lehine olduğu görülmüştür.

Anahtar Kelimeler: Süreç temelli yazma, sınıf öğretmeni, eğitim

Ortaokul Öğrencilerinde Öz-Yeterlik ile Anksiyete ve Depresyon Arasındaki İlişki

Kızbes Meral Kılıç

ss. 573 - 590   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.28

Özet

Bu çalışmanın amacı, ergenlerde akademik, sosyal, duygusal ve genel öz-yeterlik düzeyleri ile depresyon ve anksiyete düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi ve bu değişkenler arasında yaş ve cinsiyet farklılığının olup olmadığının belirlenmesidir. Araştırma ilişkisel tarama modelindedir. Çalışma grubu Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı tesadüfi olarak belirlenen beş ortaokulun, altıncı, yedinci ve sekizinci sınıfa devam eden 240 öğrenciden oluşmuştur. Araştırmada “Çocuklar İçin Öz-yeterlik Ölçeği” ve “Çocuklar için Anksiyete ve Depresyon Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizinde, “Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Tekniği”, “Bağımsız Gruplar İçin T Testi Analizi” ve “Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA)” uygulanmıştır. İstatistiksel analizler sonucunda, yaş arttıkça akademik, duygusal ve genel öz-yeterlik düzeyinin azaldığı, sosyal fobi, panik ve depresyon düzeylerinin ise arttığı görülmüştür. Kızların erkeklere göre; akademik ve genel öz-yeterliklerinin, ayrılma kaygılarının, obsesyon-kompülsiyonlarının ve genel kaygılarının daha yüksek çıktığı görülmüştür. Ergenlerde akademik öz-yeterlik azaldıkça sosyal fobi, panik, genel kaygı ve depresyon belirtilerinin arttığı; sosyal öz-yeterlik azaldıkça ayrılma kaygısının arttığı; duygusal öz-yeterlik azaldıkça sosyal fobi, obsesyon- kompülsiyonlar, panik, genel kaygı ve depresyonun arttığı görülmüştür. Elde edilen bulgular ışığında önerilerde bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Öz-yeterlik, Anksiyete, Depresyon, Ergen

Teknostres Kaynakları Ölçeğinin Türkçeye Uyarlama Çalışması

Derya Orhan-Göksün, Halil İbrahim M. Haseski & Şenay Ozan-Leymun

ss. 591 - 616   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.29

Özet

Bu çalışmanın amacı Ayyagari, Grover ve Purvis (2011) tarafından geliştirilmiş “Teknostres kaynakları ölçeği” ni Türkçeye uyarlamak ve ölçeğin Türkçe formunun geçerlik ve güvenirlik çalışmalarını yapmaktır. Bu kapsamda yedi adımdan oluşan ölçek uyarlama süreci yürütülmüştür. İlk olarak kaynak dilden hedef dile çeviri süreci, biri yabancı dil, ikisi öğretim teknolojileri alanında çalışmakta olan her iki dile üst düzeyde hakim akademisyen tarafından gerçekleştirilmiştir. Daha sonra bir öğretim teknolojileri alan uzmanı elde edilen üç çeviri formu üzerinden en uygun olan maddeleri belirlemiştir. Bu aşamadan sonra pilot uygulamaya geçilmiş ve orijinal form ile Türkçe form her iki dile de hakim ve hedef kitle özelliklerini taşıyan son sınıf İngilizce öğretmen adaylarına sunularak her iki formun arasındaki ilişki irdelenmiştir. Uygulama sonucunda her iki form arasında yüksek düzeyde anlamlı ilişki (r >.70) belirlenmiştir. Bu sebeple geri çeviri sürecine gidilmemiştir. Dil eşdeğerliği sağlanan Türkçe form, aktif olarak görev yapan 177 öğretmene uygulanmış ve toplanan veriler üzerinden doğrulayıcı faktör analizi gerçekleştirilmiştir. Analiz sonucunda bütün maddelerin faktörler altında istatistiksel olarak anlamlı yükler aldığı ve model uyum istatistiklerinden kabul edilebilir uyum aralıklarında olduğu belirlenmiştir. Buradan hareketle söz konusu Türkçe formun, Türk kültürü bağlamında teknostresin kaynakları çerçevesinde öğretmenlerin mevcut durumlarını belirlemek amacıyla kullanılabilecek geçerli ve güvenilir nitelikte bir ölçek olduğu ifade edilebilir.

Anahtar Kelimeler: Teknostres kaynakları ölçeği, Teknostres, Teknoloji kullanımı, Ölçek uyarlama, Eğitim teknolojisi

Örgütsel Erdemlilik ile Örgütsel Sağlık Arasındaki İlişkinin Öğretmen Algılarına göre İncelenmesi

Selda Kotbaş & Gökhan Kahveci

ss. 617 - 652   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.30

Özet

Bu araştırmada örgütsel erdemlilik ile örgütsel sağlık arasındaki ilişkinin ilkokul, ortaokul ve imam hatip ortaokullarında görev yapmakta olan öğretmenlerin algılarına göre incelenmesi amaçlanmıştır. İlişkisel tarama modellerinden biri olan korelasyonel araştırmayla planlan bu çalışmanın evreni 2017-2018 eğitim öğretim yılında Trabzon il merkezi ve ilçelerinde bulunan resmi ilkokul, ortaokul ve imam hatip ortaokullarında görev yapan öğretmenlerden oluşmaktadır. Çalışmanın örneklemi belirlenirken basit seçkisiz (tesadüfi) örnekleme yöntemi kullanılmıştır ve araştırma 500 öğretmenle gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Kişisel Bilgi Formu, Örgütsel Erdemlilik Ölçeği ve Örgütsel Sağlık Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma kapsamında elde edilen veriler, SPSS paket programı ile analiz edilmiştir. Verilerin analizinde frekans, yüzde, Mann-Whitney U testi, t-Testi, Tek Yönlü Varyans Analizi, Kruskal-Wallis H testi, Korelasyon Analizi ve Regresyon Analizi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda öğretmenlerin örgütsel erdemlilik algılarının yüksek, örgütsel sağlık algılarının ise orta düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Öğretmenlerin örgütsel erdemlilik ile örgütsel sağlık algıları cinsiyet, yaş, medeni durum ve hizmet yılı değişkenleri bakımından anlamlı farklılığa sahiptir. Araştırmanın genel amacı doğrultusunda yapılan korelasyon ve regresyon analizleri sonucunda örgütsel erdemlilik ile örgütsel sağlık arasında pozitif yönde yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Bununla beraber örgütsel erdemliliğin boyutları ile örgütsel sağlığın boyutları arasındaki ilişkiler incelendiğinde tüm boyutlar arasında pozitif yönde anlamlı ilişkiler olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca örgütsel erdemliliğin örgütsel sağlığa dair anlamlı bir yordayıcı olduğu belirlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Öğretmen, Örgütsel Erdemlilik, Örgütsel Sağlık

Empowering the Use of Reading Strategiesand Literacy through E-Book Novel: An Extensive Reading of the Great Gatsby

Cevdet Yılmaz & Serhat Guzel

ss. 653 - 663   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.31

Özet

Defining literacy within the context of language teaching using various interfaces is considered an endeavor that holds a great potential to discover new contexts for meaning making. In addition, employing strategies both prior to and during the reading process is a way to enhance the effectiveness of meaning making process of reading. However, in the context of digital literacy and online extensive reading as e-book reading, the amount of research presenting insight on EFL learners’ strategic behaviors is limited in number. Therefore, this paper aims to reveal the role of strategies and understanding of literacy when performing extensive reading using e-book novels. In the study, 10 EFL learners were given a reading strategies training prior to reading an e-book novel. Following the process, their understandings of strategies and strategic behaviors were analyzed. In conclusion, it was revealed that the use of strategies when it comes to online extensive reading, EFL learners’ reading behaviors differed from those performed in conventional reading.

Anahtar Kelimeler: EFL; literacy; novel; online reading; strategies

Lisansüstü Eğitime Giriş Ölçütlerinin Ağırlandırılma Oranları Gerçekçi Mi?

Erkan Hasan Atalmış

ss. 664 - 681   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.32

Özet

Lisansüstü eğitimin amacı; insanların kültür ve bilgi birikiminin arttırılmasının yanı sıra bilimin üretilmesi, toplumsal ve eğitimsel sorunların ortaya çıkarılarak bu sorunlara çözüm önerileri getirilmesidir. Bu bağlamda, lisansüstü eğitimin amacına hizmet etmesi ve istenen kaliteye ulaşması için geçerli ve güvenilir giriş ölçütlerin belirlenmesinin yanında bu ölçütlerin ağırlık oranlarının belirlenmesi oldukça önemli bir husustur. Bu çalışmanın amacı Türkiye’de lisansüstü öğrenci seçiminde ölçüt olarak kullanılan ALES başarı puanı (Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınav), lisans mezuniyet ortalaması ve mülakat sınavı başarı puanları ölçütlerinin ağırlıklandırılma oranlarının bu ölçütlerin lisansüstü öğrenci alımına etki derecelerine uyumlu olup olmadığını göstermektedir. Diğer bir ifade ile lisansüstü eğitime giriş ölçütlerinin ağırlandırılma oranları gerçekçi olup olmadığını araştırmaktır. Bu bağlamda, lisansüstü öğrenci seçiminde farklı dönemlerde ve farklı oranlarda ağrlıklıklandırılmış ölçütler kullanan Türkiye’ de bir devlet üniversitesi araştırma örneklemi olarak seçilmiştir. Bu örneklemden elde edilen veriler kullanılarak yapılan lojistik regresyon modelleri sonucunda lisansüstü eğitime öğrenci seçimine en büyük etkininin mülakat, en küçük etkinin ise ALES sınavının olduğu bulunmuş, bu durumumun lisansüstü öğrenci seçiminde kullanılan bu ölçütlerin gerçek ağırlıklandırılmış oranı ile parallel olmadığı görülmüştür. Çalışmanın sonunda, Türkiye’deki lisansüstü eğitime giriş ölçütleri olarak kullanılan ALES başarı puanı, lisans mezuniyet not ortalaması ve mülakat sınavı başarı puanının söz konusu programlara öğrenci alımı sürecinde ağırlık oranlarının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ilkelerin ne olmaları gerektiği tartışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: ALES, lisansüstü alım ölçütleri, lojistik regresyon, mülakat sınavı, not ortalaması

60-72 Aylık Çocuklara Uygulanan Değerler Eğitimi Etkinliklerinin Çocukların Sosyal Duygusal Gelişimleri Üzerine Etkisinin İncelenmesi

Burcu Özdemir Beceren

ss. 682 - 701   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.33

Özet

Araştırmanın amacı okul öncesi eğitime devam eden 60-72 aylık çocuklar için hazırlanan değerler eğitimi etkinliklerinin çocukların sosyal duygusal gelişimleri üzerine etkisini incelemektir. Değerler eğitimi etkinliklerinin sosyal duygusal gelişime etkisinin belirlendiği bu çalışma, öntest-sontest kontrol gruplu deneysel desen kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, iki bağımsız anaokulu ve iki ilköğretim okuluna bağlı anasınıfına devam eden 60-72 aylık çocuklardan oluşturulan deney ve kontrol grupları oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak kişisel bilgi formu, Marmara Sosyal Duygusal Uyum Ölçeği (MASDU) ve Sosyal Becerileri Derecelendirme Sistemi (SBDS) Öğretmen Formu kullanılmıştır. Hazırlanan değerler eğitimi etkinliklerinde sevgi, saygı, işbirliği, yardımlaşma, hoşgörü ve sorumluluk değerleri yer almaktadır. Uygulama süreci haftada sekiz etkinlik ve beş hafta üzerinden kırk etkinlik ile gerçekleştirilmiştir. Veriler etkinliklerin uygulanması öncesinde ve sonrasında araştırmacı tarafından toplanmış olup amaç doğrultusunda veri analizi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler normal dağılım göstermediği için nonparametrik analizler gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda, uygulanan değerler eğitimi etkinliklerinin 60-72 aylık çocukların sosyal duygusal gelişimleri üzerinde etkili olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca elde edilen sonuçlar doğrultusunda değerler eğitimi etkinliklerinin uygulandığı grupta yer alan çocukların sosyal beceri puanlarının arttığı, problem davranış puanlarının azaldığı görülmektedir

Anahtar Kelimeler: Okul Öncesi Eğitim, Değerler Eğitimi, Sosyal Duygusal Gelişim

Öğretim Üyelerinin Türk Sporunun Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Üzerine Görüşleri: Fenomenolojik Bir Çözümleme

Ebru Araç Ilgar & Bekir Barış Cihan

ss. 702 - 722   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.34

Özet

Bu araştırma spor bilimleri fakülteleri ile beden eğitimi ve spor yüksek okulu öğretim üyelerinin görüşlerine göre, Türk sporundaki güncel sorunlar ve bu sorunlara yönelik muhtemel çözüm önerilerinin belirlenmesi amacı ile yapılmıştır. Araştırmada nitel araştırma yaklaşımlarından biri olan fenomenolojik desen kullanılmıştır. Çalışma grubunu spor bilimleri fakültelerinde görevli 5 öğretim üyesi ile beden eğitimi ve spor yüksekokullarında görevli 5 öğretim üyesi oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama amacıyla açık uçlu sorulardan oluşan yarı-yapılandırılmış bir görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma verilerinin analizinde ‘parantezleme’, ‘fenomenolojik redüksiyon’, ‘imgesel çeşitleme’ ve ‘anlam ve özlerin sentezlenmesi’ olarak isimlendirilen dört farklı süreç izlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre Türk sporunda sorunlar ve çözüm önerileri; devlet politikası ile ilgili problemler, yönetici problemleri, tesis problemleri, antrenör problemleri, akademik problemler ve bunların çözüm önerileri olmak üzere beş kategoride toplanmıştır. Paydaş kurumlar arası iletişim yetersizliği, spor tesisleri yapımındaki plansızlık ve mevcut tesislerin bakım ve onarımlarındaki yetersizlikler, kulüp yöneticilerinin niteliksel olarak yeterli görülmemesi, antrenörlerin alan bilgisinin günümüz ihtiyaçlarını karşılayamaması katılımcılar tarafından Türk sporunun problemleri olarak belirtilmiştir. Bu problemlere çözüm önerileri olarak ise; spor kulüplerinde, kulübün işleyişini kontrol, raporlama, strateji ve kalite planlamaları görevlerini yerine getirecek spor yöneticiliği mezunlarının istihdam edilmesi, tesis yapımı planlanırken bölgenin nüfusu, okul- öğrenci- kulüp ve sporcu sayısı, iklim şartları, ulaşım imkânları, mevcut tesislerin istatistik bilgileri etüt edilerek projeler oluşturulması, Akademisyenler ile spor yöneticileri arasındaki bağın güçlendirilmesi şeklindedir.  Milli Eğitim Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurumu ve Gençlik Spor Bakanlığının işbirliği içerisinde spor politikasını gözden geçirmesinin ve değişim gerekliliğinin Türk sporunun gelişimi açısından önemi üzerinde durulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Türk sporu, sorunlar, fenomenoloji

Sosyal Ağ Platformu Wattpad Uygulamasının Ergenlerin Problemleri, Çözüm Stratejileri ve Olası Etkileri Açısından İncelenmesi

Meral Sert Ağır

ss. 723 - 752   |  DOI: 10.29329/mjer.2019.185.35

Özet

Wattpad, okuma yazma uygulaması olarak geliştirilmiş bir sosyal ağ platformudur. Kitle iletişim araçlarının da etkisi ile uygulama yalnızca sanal ortamda değil gençlerin gündelik hayatında da giderek popülerleşmektedir. Bu durum ise uygulamada paylaşılan hikaye ya da romanların, uygulamanın takipçisi olan gençler için anlamı ve olası etkilerine dikkat çekmektedir. Bu bağlamda çalışma, uygulamanın kullanıcıları tarafından üretilmiş romanların, gençlerin problemleri, problemlerine yönelik çözüm stratejileri ve söz konusu stratejilerini uygulama üzerinden paylaşımlarının olası etkilerini ortaya koyabilmek düşüncesi ile yapılmıştır. Bu doğrultuda araştırmanın ana amacı, uygulamada üretilen romanların içeriklerinin, gençlerin problemleri, çözüm stratejisi olarak risk alma, şiddet ve saldırganlık davranışları açısından incelenmesidir. Çalışmanın bulguları, en çok beğenilen, basılı yayına dönüştürülmüş beş Wattpad romanının, içerik analiz yöntemi ile incelenmesi sonucunda elde edilmiştir. İçerik analizi kriterleri, Rosenberg Benlik Algısı Ölçeği, Ergen Sağlığı ve Gelişimi Envanteri, Ergenler için Riskli Davranışlar Ölçeği, Şiddet Eğilimi ve Saldırganlık Ölçekleri ile Ergenler için Algılanan Duygusal Psikolojik İstismar Kısa Formu ile Anne Baba Genç İlişkileri Ölçeği temel alınarak oluşturulmuştur. Bulgulara göre roman kurgularının, ergenlik dönemi gelişimsel ihtiyaçları ve problemleri bağlamında oluşturulduğu, karakterlerin olumsuz benlik algısı, madde kullanımı başta olmak üzere birçok risk alma davranışı, şiddet ve saldırganlık davranışları, sağlıklı olmayan aile örüntüleri, okula uyum sorunları ile tasvir edildiği bulunmuştur

Anahtar Kelimeler: Wattpad Uygulaması, Ergenlik Problemleri, Çözüm Stratejileri, Risk Alma Davranışı